Her şeyi bildiğimi sanarak başladım bu hayatın kendimi hatırladığım ilk bölümüne. Bu bölümünde ise sürükleniyorum hala bilemediklerimin peşinde. Öğrenmek ilgili telaşım cebimde, öğrenemeyeceğimi ayrımsamanın bilinci ise tüm hücrelerimde. Başkalarının yerine kendimi koyarak başladım öğrenmeye. Dinleyerek biriktirdim anlatacaklarımı.
Birkaç bıçak darbesi alınca yitirdim güvenimi ve güvenimle birlikte tüm inancımı. Hep bir mucizeye inandım ve nefes almanın mucizesini nefesim kesilince anladım. Kimi zaman bir düş kırıklığı kimi zaman bir ödül kimi zamansa derin bir acı kesti nefesimi. İşte ben o anlarda nefesimi geri alabilmek için çabaladım. Çıktığım zirveden kimi zaman yuvarlanarak kimi zaman frene basarak indim.
Düştüğüm çukurdan kimi zaman tırnaklarımla kimi zaman inancımla kimi zaman elimi tutanla çıktım yukarı. Ama o nefesi sonunda hep aldım. Başkalarıyla değil kendimle hep yarıştım. Kendi dişimle tırnağımla yepyeni bir hayat kurdum. Hani derler ya her şeyi kitabına uydurdum. Benimkisi de öyle bir hayat işte selametle...