Gündelik hayata birçok insan ile yan yana yürürüz. kim oldukları hangi düşünceye hizmet ettiklerin ayırt etmeksin yolumuza bakarız. Aradan bir zaman geçtikten sonra o insanlar ile aynı ortamı aynı masada oturduğumuzu görürüz.
Kendi hikâyesini anlattığı vakit daha fazla merak ederiz. Hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak isteriz. Hele de cesur ve kültür sahibi bir kadınsa daha fazla dikkat çeker. Toplumun cesur adamlar olarak gösterdiklerinin bu konjekturde susması ve cesur üzgün bir kadının konuşması dikkatlerden kaçmıyor. En azından toplumda sorumluluk sahibi insanların dikkatinden kaçmıyor.
Bütün kaprisleri, küçük şımarıklıkları, korkuları, şaşkınlıkları, hercailikleri, hayal kırıklıkları, aşkları, terk edilişleri, başarıları, başarısızlıkları, kurnazlıkları, saflıkları, çocuk ağızları, şirinlikleri, küçük yalanları, büyük itirafları, kocaman yürekleri ile kendi olmaya çalışan bir kadın tanımak, muhteşem bir şeydir.
Bir kadını sevmekle baslar her şey ama cesur bir kadını tanımakla varılır hayatın sırrına. Bir kadını tanımaya soyunmak zor ama keyifli bir yolculuğa çıkmaktır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden de sürekli şaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesilmez. Zordur anlamak onları.
Benzemek gerekir anlayabilmek için belki de! Kendi zekasını hatırlatanları sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri, sürprizlere hazırlıklı olanları bir de. Muson yağmurları gibi yağarken, Sahra' da çöl fırtınası koparıp ardından güneş olup ısıtabilirler. Dedim ya bir dünyadır cesur kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen, sözleriyle topluma yön veren kişidir.
Bu nasıl yazı yaw :)