Dünya üzerinde konuşulan ya da konuşanı az olsa da varlığını muhafaza eden toplam 7 bin 111 dil var.
Her dilin kendine göre dini geleneği kültürü ve yaşantısı vardır. Bazı diller aynı ülke sınırları içerisinde az da olsa konuşuluyor. Daha yaygın olan dil genellikle diğer dilleri hegemonyasının altına almaya çalışır. Bazen bu yüzden savaşlar ve iç karışıklar boy gösterebiliyor.
Peki, neden sadece azınlık çoğunluğu takip etmeye çalışılır. Neden farkındalıklarımıza rağmen aynı dünyada yaşamak için uğraşmazken, birbirimizi dile, dine ırka, göre sınıflandırıyoruz. Nedeni apaçık ortada biz daima tanımadıklarımızın düşmanı olarak yetiştiriliyoruz. İnsana saygı aileden gelen terbiyeden öğretilmesi gereken bir şeydir.
Okullardan eğitim sistemine hiç girmeyim zaten yoksa işin içinden çıkamayız. Bir insanı diline dinine yaşantısına göre yorumlamak ötekileştirmek Allah katında bile günah. Biz Müslüman bir ülke olduğumuz halde insanlar insanları din ve ırka göre ayrıştırma konusunda birinci sıradayız. Birinci sıradayız derken iyi anlamda değil. Hoşgörü anlamında son sıradayız. Yani normaldir zaten şimdiye kadar birinci sırada olduğumuz şeyler malum. Onun için iyi şeyler konusunda daim kabile hayatını yaşayan insanlardan bile gerideyiz.
Yaşanan bu ırkçılık olayları da dış mihrapların işine yaramıyor değil. Yıllardır bu ülkede Kürt-Türk kavgası çıkardılar. Sağ Sol kavgası ileri gerici ayrımı yapıldı. Oysaki biz fırsat verdik onlara birbirimizi anlasaydık zamanında belki şuanda barış huzur dolusu bir ülkede yaşardık.
Her yerde kaos ortamı olmazdı. Osmanlı devleti hoşgörü ile 600 yıl varlığını sürdürdü. Ne zaman araya fitneler girdi ne zaman birbirimize küçümseyici gözlerler baktık, onların ekmeğine yağ sürdük. Onun için Müslüman olduğunu söyleyen herkesin insanların ayrıştırılması günah olduğunu akıllarından çıkarmamaları gerektiği kanısındayım.