İnsanoğlunun hayatı 4 evreden oluşur bunlar; doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Bu 4 evre içerisinde insanoğlu birçok şey öğrenir, çocukluğunda, gençliğinde yaşlandığında hatta ve hatta öldüğünde bile. Çünkü insanoğlu öldüğünde dünyanın ne kadar boş ve geçici bir yer olduğunu anlar. Neden bu kadar boşa mücadele ettiğini, hayatı boyunca neden bu kadar kalp kırdığını bile öldükten sonra anlar. Onun için hayatın her evresinden birbirinden farklı insanlar girer hayatımıza.
Örneğin çocukken çocukluk arkadaşları, büyürken okul arkadaşları, gelişirken iş arkadaşlar gibi birçok insana hayatımıza yer veririz. Peki hayatımıza giren insanların, hayatımıza kattıklarını bize ödül mü? Yoksa ceza mı? Olduğunu nasıl anlarız.
İlk önce size ne kattıklarına bakmanız lazım. Bu insan benim hayatımda bilmediğim nasıl bir katkı sundu bana, beni ne kadar ileriye taşıma gayreti içerisinde bulundu. Benim bir şeyler yapmam için nasıl adım attı.
Bunlar çoğu yerde kişisel çıkarlara girildiğini görebiliyoruz. Oysaki bana yanlış çünkü karganın çöpe, bülbülün güle götürüldüğünü unutmamak lazım. Onun için hayatımıza aldığımız insanların kişisel özelliklerine bakmak önemli.
Aileler küçükken yaptığı tavsiyeleri büyüdüğümüz zaman daha iyi anlayabiliyoruz. Çünkü hiç kimse çocuğunun kötü yerlerde ve kötü insanlarla olmasını istemez. Bizler bunu çocuk sahibi olduğumuz zaman anlarız. Zaten insanoğlu sınanmadığı her yaranın üstünde yorum yapmak cüretinde bulunmaktan geri kalmıyor.
Küçük yaşta çocukların zihinlerine ve bilinçaltlarına ne ekersek zamanla o büyüyüp gelişiyor. Küçük tohumlar fidelere dönüşüyor. Lise yıllarında ise dal vermeye başlıyor. Ağaca dönüşmeden bunları değiştirip yerlerine yeni tohumlar ekmemiz gerekiyor. Maddi ödüller harici ödüllerdir. Yani harici kontrol sistemleridir. Özellikle birde para ödülü olursa içsel ilgiyi bitiriyor. Bir fincan kahvenin birkaç saatlik enerji vermesi gibi kısa süreli ilgi artışı sağlıyor.
İnsanların maddiyata göre sınıflandırıldığı dönemde bilgi ve kültürlü insanlar ile bir araya gelmek ödüllerin en büyüğüdür. Maddiyata önem veren ve maddiyatla cahilliğini örtmeye meyili olan insanlar, hayatınıza en büyük cezadır. Çünkü onlar parayla her şeyin sahibi olacaklarını düşünürler. Oysaki para size, eğlence alabilir fakat tat alamaz. Size bilgi alabilir, fakat bilgelik alamaz. Parayla iş yaptıracak insan bulunur fakat dost bulunamaz. Yani anlayacağınız parayla her şeyin kabuğuna sahip olursunuz çekirdeğine değil.
Onun için hayatınıza aldığınız insanların size ödül mu yoksa ceza mı olduğunu anlamak istiyorsanız yazdığım faktörlere dikkat edin. Maddiyata önem veren insanların hayatınıza ceza, bilgi ve birikimiyle sizi bir yerlere tırmandırmaya çalıştıranlar ise ödüldür.
Vesselam…