Türkiye'nin en sıcak illerinden olan Şanlıurfa'da güneş ışığının sıcağı ile rengi koyu kırmızı ya, hatta siyaha dönen isotun zorlu ve meşaketli yolculuğu başladı.
Dünyanın birçok ülkesine ve Türkiye'nin kaliteli yemeklik pul biber ihtiyacının büyük bölümünün karşılandığı Şanlıurfa'da, isot hasadının başlamasıyla birlikte damlarda isot (pul biber) kurutma telaşı başladı.
Yarı çöl ikliminde olan şehrimizde güneş altında 45 dereceye varan hava sıcaklığında çalışan emekçi kadınlar, aile bütçelerine katkıda bulunmak için tarlada saatlerce çalışarak aile bütçesine katkı sunmaya çabalıyorlar.
Şanlıurfa'da her yıl Ağustos ayında başlayarak, Ekim ayına kadar devam eden pul biber yapımı çok meşakkatli bir iş durumunda. Birçoğu kendi tarlalarında yetiştirdikleri biberleri işlemek için çoluk çocukla birlikte evlerinin damlarında pul biber yapmak geçim sağlamak için çaba sarf ediyorlar.
Peki, bu kadar emek ve mücadele verilerek hazırlanan pul biberleri biz Şanlıurfalılar olarak neden tüm dünyaya ve Türkiye'ye pazarlayamıyoruz. Bizim en büyük eksikliklerimizin başında belki de bu geliyor.
Bizim Babalarımız, kardeşlerimiz, kadınlarımız ekimini yapıyor, isottun hasatını yapıyor, sonra isotu işleyerek pul haline yenilecek hale getiriyor ama iş pazarlamaya geldi mi sınıfta kalıyoruz. Aslında belki de en kolayı olan paketleme ve serbest piyasaya sürmek kalıyor. Zorluklarını biz çekiyoruz ama kaymağını başka şehirlere kaptırıyoruz. Bunun çok örnekleri var.
Öncelikle gidip görmek ve yerinde kim nasıl yapıyorsa bakmak lazım. Ya da pazarlama konusunda uzmanlardan bilgi alarak doğru yolu bulabiliriz.
Ege bölgesine gidin bakın tarları olan çiftçiler bir araya gelmiş bir kooperatif kurmuşlar, tarlada elde ettikleri mahsulü tüm çiftçiler bu kooperatife getirerek toplu halde piyasaya sürüyor. Tabi işim pazarlama kısmını kooperatifte bulunan uzmanlar yapıyorlar.
Çiftçiler sadece mahsulleri satıldıktan sonra gelip kooperatifte paralarını alıyorlar. Şanlıurfa'nın altını olarak bilinen ve evlerde meşakkatli yolculuktan geçen bizim isotumuzda hak ettiği değeri ve pazarlamayı inşallah en yakın zamanda bulur bekleyip göreceğiz.