Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevriliyken, özel konumu sayesinde birçok iklim çeşidi bulunuyor. Hatta bazı bölgelerde mikroklima dediğimiz daha özel bir iklim bulunuyor. Pamuk sıcak bir iklim isterken, Ağdır'ın soğuk olmasına rağmen orada pamuk yetişmesi bir mikroklima olayıdır. Yani bunları gözlemlediğimizde ne kadar zengin bir iklimin olduğunu görebiliyoruz.
Doğamız, iklim çeşitliliğimiz bu kadar zenginken, ne yazık ki insanlar olarak doğaya zararımız dokunuyor. Bu durumun en önemli nedeni de maddi kazanç geliyor. Biraz daha fazla para kazanmak uğruna doğadaki güzellikle görmezden geliniyor.
Bir ev yapılacaksa onlarca ağaç kesiliyor. Bir ağacın kaç yılda büyüyüp gölge verdiğini unutuyoruz. Balık avlarken bile biraz daha fazla para kazanma hırsıyla avcılık kurallarını aldırmadan bütün balıkları avlamaya çalışıyoruz. Sonuç olarak güzelliği ortaya çıkaran balıklar artık o güzelliği veremiyor.
Doğada avcılar avcılık yaparken, bazen koruma altındaki hayvanlar da vuruluyor. Her geçen gün yapılan denetimlerle kaçak avcıların bayağı fazla olduğunu görüyoruz. Koruma altında olan kelaynaklarımız, ceylanlarımız doğaya ayrı bir güzellik katarken bunları avlamak ya da tutsak etmek doğaya en büyük kötülüktür.
Doğanın korunması bilinci insanlarda oluşmadıkça, doğamız her geçen gün zarar görecek.
Doğayı süsleyen hayvanları, gölgesinde dinlenebileceğimiz bir ağaç bulamayabiliriz. Bu nedenle doğayı korumak için her ne kadar denetimler yapılsa da insanlarda öncelikle koruma bilinci oluşmalı. Maddi kazanç uğruna iklimimiz, çevremiz yok olmamalı.