Geçtiğimiz günlerde açıklanan ormanlık alanları verileri Şanlıurfa'nın yine son sıralarda yer aldığını gösterdi. Yani 81 il içerisinde yeşil alan bakımından Şanlıurfa sondan dördüncü sıraya girdi.
Artık olumlu istatistiklerde sürekli son sıralarda yer almaya da alıştık aslında. Ama bu durum kaderimiz olmamalı. Yeşil alanlar çabalanırsa yoğun hale getirilebilir.
Geçtiğimiz aylarda yeşil kent politikaları Şanlıurfa'da da etkili olurken, son zamanlarda bu politikaların gündemden düştüğünü görüyoruz. Oysa ki yeşil alan çalışmalarının hiçbir şekilde durmaması gerekir. Daha çok yeşil alan, daha çok oksijen alanları oluşturmalıyız.
Yeşil alam oluştururken de sadece ormanlık alanlara değil, üretimi de beraberinde geliştirmemiz gerekir. Az çalışmayla çok işler başarmalıyız bu memlekette.
Örneğin kıraç alanlarda çam ağaçları dikiyoruz. Bu durum yeşil alanların yoğunlaşmasını sağlıyor. Ancak çam ağaçlarını dikmeden önce bir kez daha düşünmeliyiz. Çam ağacının yerine zeytin ya da fıstık ağacının yetişme imkanı varsa onları ön planda tutmalıyız.
Yeşil alanlar için oluşturacağımız alanlara ürün yetiştiren ağaçlar dikersek, hem ormanlık alanları artacak hem de kentimizin ekonomisine katkı sağlanacak. Bu politikaları oldukça planlı bir şekilde yürütmeliyiz.
Şanlıurfa'da ağaç dikme kampanyasının yapıldığı dönemde yapılan bazı yanlış uygulamaların ne kadar üzücü olduğunu gördük. Üretimin yapılabildiği birinci sınıf tarım arazisine çam ağacının dikilmesinin nasıl bir hata olduğu apaçık ortada. O arazide hangi ağacı dikerseniz, size meyve verecek yapıya sahiptir.
Konuyu uzatmaya gerek yok. Yanlış politikalarla kentimize zarar vermek yerine estetik ile birlikte üretimi de düşünmemiz gerekir. Bu nedenle çiftçilere, vatandaşlara zeytin ağaçları gibi fidanlar dağıtılmalı, üretime teşvik yapılmalı. Bu durumda yeşil alan oluştururken, üretim de beraberinde getirilmeli.