Eylül ayın denilince aklımıza sonbahar ve hüzün gelebilir. Ancak yıl sonbahar karakış gibi olabilir. Zira gribal enfeksiyonlar için en uygun zamanlar mevsim geçişleridir. Her sene karşılaştığımız gribal enfeksiyonlar bu sene korona virüs nedeniyle canımızı daha fazla sıkacağa benziyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan son verilere göre giderek ağır bir tablo içine giriyoruz. Özelikle ağır hasta sayısında istikrarlı bir yükseliş göze çarpıyor. Son on beş günde sürekli artan bir ağır hasta sayısı can kayıplarımızın olacağının bir habercisidir. Maalesef durum böyle ilerliyor. Ne kadar tedbir denilse de uyum konusu hep yarım kalıyor. Canı yanmayana kadar canı olmayan birer varlık gibi davranıyoruz.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca demişken şunu da belirtmek istiyorum. Açıklanan veriler konusunda ciddi şüpheleri olduğunu ifadelerin sayısı oldukça artmış durumda. Farklı kentlerden, Tabipler Odaları tarafından yapılan açıklamalar bu şüpheleri doğrular nitelikte. Birçok doktor ve uzman çok farklı rakamlar açıklıyor. Ama rakam ne olursa olsun tek gerçek var : Tedbir almazsak, sorun büyüyecek !
Ve şu an ki sorun: kara kış geliyor!
Virüsün ülkemizde ilk olarak görüldüğü mart ayından hava sıcakları göz önüne alındığında vakalar bir iki ay sonra tekrar zirve yapabilir. Tabi henüz tam olarak çözülemeyen virüsün sıcaklık ilişkisini bir kenara koymamız lazım. Çünkü yaz mevsimi başında virüsün sıcaklarla beraber yok olacağı düşüncesi oldukça yaygındı. Ama beklenen olmadı, vaka sayları düşse de salgın devam ediyor.
Her geçen gün çevremizde birilerinin daha virüsü kaptığını ve karantinaya alındığını duyuyoruz. Evet maalesef bunlara şahit oluyoruz. En yakınlarımızın en sevdiklerimizin acısını çekeceğimize lütfen maskelerimizi çekelim….