Dünya denen olay gerçektende ilginçliklerin bir arada harmanlandığı bir yer. Bir tarafta hüzün yaşanırken diğer taraftan da sevinçler. Aslında bu bir dengenin kısır döngü içerisindeki sürekliliği gösteriyor bizlere.
Cuma günü biz meslektaşlarımız açısından işte bu noktada oluşan bir durumu yaşadık. Bir tarafta hüzünlendik, öteki taraftan ise sevinç dolu saatler yaşadık. Neden mi diye soracak olursanız, ilkine geleyim meslektaşımız, gazeteci arkadaşımız Mehmet Er'in annesi tedavi gördüğü hastanede kalbine yenik düşere hayata gözlerini kapattı.
Anne yani ata bir an için düşünün o gitti ve bir daha dönmeyecek. Hani derler ya Bana mutluluğu anlat deseler; annem yaşıyor der susarım. Anne ve anne sevgisini anlatmaya kelimelerin yetebileceğini sanmıyorum.
Fakat ilahi adalet denen kural buna böyle bakmıyor. Bir şekilde dünya dengesi ve düzeni için birileri gelecek birileri gidecek sadece baki olan yüce yaratan olduğunu unutmamamız gerekli olduğunu düşünmemiz lazım.
Öte yandan birde gazetemiz editörü Murat Doğan mutlu bir nişanlılık dönemi sürdürdüğü amcası kızı Resim öğretmeni Yıldız Doğan ile hayatını birleştirdi. Buna ek olarak mutluluğun tablosunu çiz deseler önce evlilik ardından ise bulun en güzel meyvesi olan çocuklar derim. Çünkü çocuklar bir evin paha biçilmez değerleridir.
Evlilikte ölüm gibi insanlar içindir ve olması gereken bir dünya olayıdır. Bu neyin göstergesidir. Yunus Emre nede güzel söylemiş, Mal sahibi, mülk sahibi, Hani bunun ilk sahibi? Mal da yalan, mülk de yalan, Var biraz da sen oyalan!.. diye işte gerçekten ölümde evlilikte dünya üzerinde yaşanan ve yüce Allah tarafından düzenlenen bir olaydır.
Bende meslektaşımız Mehmet Er kardeşimin merhume annesine yüce Allah'tan rahmet kederli ailesine baş sağlığı diliyorum öte yandan meslektaşımız gazetemizin değerli editörü Murat Doğan ve eşi Yıldız Doğan'a ömür boyu mutluluklar diliyorum…