Ülkemiz son zamanlarda gerek ülke savunmasında, gerek doğal afetlerde, gerekse tehdit oluşturan hastalık konusunda zor bir mücadele veriyor. Bu mücadelelerin başarıya ulaşması da milletin tüm samimiyetiyle kenetlenmesi, birlik içinde olması gerekir.
Ülkemizi yöneten ve yönetenleri sorgulayan muhalefetin yanı sıra diğer siyasi partiler de bu mücadele sürecinde söz birliğine gitmeli ve ülkemizi tehdit eden emperyalistlere karşı güçlü bir birlikteliğin olduğu mesajını vermeli.
Mehmetçiğin sınır ötesinde verdiği mücadelenin asıl nedeni barışı sağlamak değil midir? Ülkemiz barışı sağlamak için mücadele verirken, diğer devletlere de örnek olması gerekmez mi? Bu nedenle ülke sınırlarımız içerisinde de barışı sağlamamız, küslükleri ortadan kaldırmamız ve bu konuda örnek olmamız gerekir.
Şiddetin sona ermesi için sınır ötesinde bile mücadele verirken, TBMM'de şiddet yoluyla çözüm arayışında olmak ne kadar doğru?
Milletvekilleri, siyasi partilerin temsilcileri, yöneticilerin ağzından çıkan ilk kelime birlik beraberlik içerisinde olmanın gerekliliği oluyor. Mehmetçiğe destek olmak için birlik içinde olduğumuzu göstermek için caddeleri bayraklarla donatıyoruz, birlik mesajları veriyoruz. Ancak diğer tarafa baktığımızda Mecliste birbirimize tahammülümüzün olmadığını görüyoruz.
Bu durum ilk değildir. Birçok kez Mecliste şiddete tanık olmuşuz. Ancak en üzücü yanı da toplumdaki birçok kişinin bu şiddetle övünmesi oluyor. Bir milletvekili diğer partiye hakaretler, küfürler ederken, birçok kişinin “Ağzına sağlık” dediğini duyuyoruz. Öte yandan milletvekiline yumrukla saldıran bir diğer vekile “Ellerine sağlık” ifadeleri kullanılıyor. Bu mudur bizim toplum olarak övündüğümüz! Şiddeti her fırsatta kötülerken, öte yandan şiddeti gerçekleştirenleri neredeyse kahraman ilan ediyoruz. Nerede kaldı geleneğimize bağlılığımız!
Toplumdaki birçok kişi attığı yumruk ya da sarf ettiği hakaretten dolayı şiddeti benimseyenlere övgü dolu sözler sarf ederken unuttukları bir durum var. Bu davranışlarla övünenlerin daha düne kadar tehditlere karşı içeride birlik vurgusu yaptıklarını unutuyorlar. Birlik olmak fikir paylaşmaktır, birlik olmak birbirine saygılı olmaktır, birlik olmak düşmanlığı, hazımsızlığı, çekememezliği bir tarafa bırakarak tehditlere karşı kenetlenmektir.
Bir taraftan siyasilerimiz millete birlik içinde olması gerektiği mesajını verirken, öte yandan birlikteliği unutup birbirlerine laf yetiştirmeler, kusur aramalar ve hakaretlerle siyaset yapmayı seçiyorlar.
Bazen tartışma o kadar ilerliyor ki ülkemizin hangi durumlara karşı mücadele ettiği unutuluyor. Bu konuda mesaj veren siyasiler önce birliktelikleriyle örnek olacak, sonra millete mesaj verecekler. Yaşanılan bu durum birliktelik mesajlarının altının boş kaldığını ve söylemlerin samimiyetten oldukça uzak kaldığını anlıyoruz.