Ülkemizde yıllar geçse de eğitim sistemimizde bir türlü taşlar yerine oturmuyor. Keşke ulaşım, sağlık, savunma sanayi ve benzeri konularda bulduğumuz çözümlerde eğitim de nasibini alsaydı. ÖSS-ÖYS ismini YGS-LYS olarak, YGS-LYS’yi de sonra YKS olarak değiştirmeyle sorunlar çözülmüyor, çözülmeyecek de…
Birkaç yılda bir sistem değişiyor. Burada öğrencilerin de başarısız olmasına hak vermek gerekir. Çünkü kafalar karışıyor, isteyen istediği alana gidemiyor. Eğitime güven kalmıyor…
Her şeyi bırakalım da yeni okula başlayan bir çocuk için ne yapıyoruz? Onları okula severek gelmesi için bir aktivite mi yapıyoruz?
Soğuk, renksiz okul binalarında, rahatsız edici tahta sıralarda, birçoğunda spor faaliyetleri için şartlara uygun sahaların bulunmadığı okullarda eğitime gönderdiğimiz çocuklar var. Hatta bunları bırak köy okullarında bakımsız ve pislik içinde okula gelen çocuklar var. Sınıflarda yer kalmadığı için bahçede konteynır kurularak bu konteynırlarda okuyan çocuklar var. Üç kişilik sıralarda 4 kişi oturan çocuklar var.
Nasıl sevecek bu çocuklar okulları? Sevmediği yerde nasıl bir eğitim alacak? Eğitimin çocuklar üzerinde daha etkili olması için çocuğun okulu evinden daha çok sevmesi gerekmez mi?
Birçok ülkede okula başlama yaşı 7 iken bizde 5 yaşına kadar iniyor. Sabahın en erken saatlerinde, hele kış günlerinde zifiri karanlıklarda uyanan minicik bedenlerin, özünden yoksun müfredatlar ile saatlerce okulda tutulmaları var.
Bence eğitim sisteminde öncelik iyileştirmeler, fiziki ortamın gözden geçirilmesidir. Okullarımız öğrencilerimiz için ne kadar rahat ve işlevsel? O kupkuru sert ve verniği üzerinde kalmayan, sadece odundan farkı kalmayan tahta sıralarda oturacak küçük bedenler için ne kadar uygun?
Birçok şeye o kadar para harcanırken, çocukların rahat bir ortamda eğitim göremeleri için neden para harcanmıyor? Okullar çocukların gitmesi için can attığı, velilerin ise görünce içinin ferahladığı evden daha rahat bir ortam haline getirilemez mi?
Bu üzücü tablolara bir an önce çözüm bulunması lazım. Ezberden ileri gidemediğimiz, ve bir şey üretmeye fırsat vermediğimiz bir sistemde yeni fikirler nasıl yeşillenebilir ki! Ülkemizde okuduğu bölümle alakalı meslek yapan insan sayısı çok düşük. Bunun nedeni de yine uygulanan yanlış sistemdir.
Üniversite okumak büyük bir başarı olarak gösterildi. İsmini söyleyemediğimiz çeşitli bölümler açıldı ama içi hep boş kaldı. bu ülkenin emekçiye ve nitelikli iş gücüne de ihtiyacı var.