31 Mart yerel seçimleri için belediye başkan adayları seçim propagandası yaparken, ideoloji ayrımı yapmaksızın herkesin oyuna talip oldukları söylemlerini daha fazla ön plana çıkarıyorlar. Özellikle Şanlıurfa'da bu yöntem daha fazla kullanılıyor.
Daha önceki seçimlerde Şanlıurfa'da her parti kendi adayını çıkarırken, bu seçimde bazı partiler aday çıkarmadı ve birbirlerinin adayını destekleme kararı aldılar. Bu durumda Şanlıurfa'nın merkezinde birbirine rakip olan adayların sayısı azalırken, ilçelerde bunun tam tersi oldu ve rakip adayların sayısı daha fazla oldu.
Bu hafta sonu yapılacak olan seçimde Şanlıurfa için sürprizler bekleniyor. Tabii bu ayrı bir konu. Adayların seçim propagandası ve duruşunu değerlendirmek gerekirse, söylemlerle eylemlerin birbiriyle uyuşmadığını görüyoruz.
Adaylar ve parti teşkilatları her kesimin desteğine talip olduklarını belirtiyorlar ama bunu sadece belirtmekle kalıyorlar.
En önemlisi bu söylemleri hareketleriyle pekiştirmiyorlar. Çünkü her kesimin desteğine talip olan bir parti teşkilatı, rakip partinin seçim ofisini de ziyaret ederek, orada oturanların da oylarına talip olduklarını belirtirler. Ancak biz bu durumu göremiyoruz.
Rakip adayların birbirlerini hiç ziyaret etmediğini direkt olarak söylemek yanlış olur ama bu hareketleri sergileyenlerin de sayısının yok denecek kadar az olduğunu görüyoruz.
Öte yandan bilindiği üzere her partinin kendine özgü sloganı var ve bu sloganı beden diliyle göstermek için belirli bir sembolü var.
Başkan adayları her ne kadar ideolojiyi bir kenara bırakarak herkesin belediye başkanı olmak istediğini söylese de partisinin sloganını da beden diliyle göstermekten bağımsız kalamıyor.
Hatta bazen adaylar seçim mitingi gerçekleştirirken, partisinin bayrağını ve sloganını açık bir şekilde göstermediği için eleştiriliyor. Ayrıca bu adaylar, içinde bulunduğu ittifakı halktan sakladıkları öne sürülüyor.
Bu durumlar bu şekilde gözlemlenirken, parti teşkilatlarının ideolojileri daha da ön plana çıkıyor. Çünkü bir parti teşkilatı rakip partiye yakınlığıyla bilinen bir otelde artık toplantı yapmaktan vazgeçiyor.
Hatta Şanlıurfalı bir yazar, kitaplarını imzalatmak için söz konusu oteli seçiyor. Ancak bu yazarımız otelin bir partiye yakınlığıyla bilindiğinden dolayı diğer partiden olanların hiçbir şekilde buraya gelmediğini iddia ediyor.
Demek ki siyasi partiler, yerel seçim de olsa halen ideolojilerinden vazgeçmemişler. Demek ki her kesimin oylarına talip değiller. Demek ki bütün seçmenin oylarına ihtiyaç olduğu söylemleri havada kalıyor. Demek ki belediye başkanı seçilenler de 2 milyonun belediye başkanı olamayacak.
2 milyon nüfuslu Şanlıurfa'nın oyuna talip olan bir belediye başkan adayı, siyaseti hiçbir şekilde ön plana çıkarmamalıdır. Partisinin sloganını daha arka planda bırakmalıdır. Siyaset yaparak öteki partiyi eleştiren aday, o partinin seçmeninden oy almak yerine kendisinden daha fazla uzaklaştırır. Bu nedenle adaylar gerçekten 2 milyonun belediye başkanı olacaksa belli bir kesime hitap eden sloganlardan uzak durmalı ve söylemlerini kararlı bir şekilde uygulamalıdır.