'Dereyi görmeden paçaları sıvama' atasözü bize her şeyin bir zamanı olduğunu ve erken davranmamamızı belirtir. Ancak biz her defasında dereyi görmeden paçaları sıvamaya devam ediyoruz. Sonra da hayal kırıklığına uğruyoruz. Bu hayal ise zamanla tepkiye neden oluyor.
Geçtiğimiz hafta Şanlıurfa'ya gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum kentteki projeleri tekrar gündeme getirdi. Bu projelerin birçoğunu seçim döneminde duymuştuk. Ancak çok az bir kısmına hibe desteği bulunduğunun belirtilmesi bizi az da olsa sevindirdi. Bizi az sevindirdi çünkü hiç yoktan iyidir diyebildik. Ancak diğer tarafta kanayan yara haline gelen sorunlar bize göz kırpmaya devam ediyor.
Bakan Kurum'un bu açıklamaları Şanlıurfa kamuoyunda büyük projelermiş gibi yansıdı. Belediye başkanları ilçelerine müjde götürdüğü izlenimi verdiler ve projeleri ayrı ayrı açıkladılar.
Projelerde ağırlıklı olarak yeşil alanlar vardı. Bir de Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet binasının yapılacağı yer daha önce Harran Üniversitesi Yenişehir Kampüsünün yeri olarak belirtilirken, bir değişiklikle Çevik Kuvvet'in yerinde karar alınmış. Bu da zaten vatandaşı pek fazla ilgilendirmez.
Ulaşımda araç sayısı artacakmış. Artsın! güzeldir ama planlı sefer uygulanmazsa, vatandaş mağdur edilmeye devam ederse, bir tarafta koca otobüs boşken diğer tarafta yolcular sıkışık bir şekilde yolculuk yaparsa hiçbir faydası olmaz.
Bazı bölgelerde kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirilecek. Bu da artık sürpriz sayılmaz. Çünkü yıllardan beri bu bölgeler zaten kentsel dönüşüm bekliyor ve bu müjdeler 10 yıl önce verilmişti. Gözümüz istihdam, yatırım, ekonomi projelerini aradı ama bulamadı. Sayın Bakan'ın alanı değil diye olabilir diye düşündük ama ulaşımdaki araç sayısından bahsetmişti. Biraz şaşırdık ama neyse deyip geçtik.
Şimdi bu projeler büyük bir müjdeymiş gibi gösterilmeye çalışılsa da ben müjde olarak görmüyorum. Zaten birçok projenin hayata geçirileceği müjdesini önceden almıştık. Ne zaman ki bu projeler uygulamaya geçilse, çalışmalar bitirilse o zaman Şanlıurfa'ya büyük müjde olur. Çünkü verilen birçok müjde halen kursağımızda kalmış.
Çok basit bir örnek vermek gerekirse, kentin içinden geçen derelerde ıslah çalışmaları yapılacaktı. Bu da turizm açısından güzel bir görünüm olacaktı. Her göreve gelen bunun müjdesini verdi ama halen çalışma görmedik. Şehir hastanesi birkaç yıl önce kente en büyük müjdeydi. İkinci müjdeyi, üçüncü müjdeyi de duyduğumuza sevindik ama bir süre sonra bu müjdeler canımızı sıktı. Çünkü çalışma yok, sadece müjde var.
Sosyal medyada Eyyübiye Kampüsündeki 44 dönümlük alan için yazılanlara da gülmedim değil. Projeye karşı çıkanlara inat yazmışlar herhalde. "Bu projeye karşı çıktınız ama size inat Bakan Bey 44 dönümü 150 dönüme çıkardı. Burada millet bahçesi yapılacak." Tamam da zaten projeye karşı çıkanlar da oranın millet bahçesi olmasını isteyenlerdir. Bu neyin inadı?
Beton olmasın istediği kadar millet bahçesi yapılsın. Bundan zaten kente zarar gelmez. Lütfen projelerde görüş ayrılığı varmış gibi izlenimler oluşturmayın! Memleketin geleceğini hassas terazide tartın!