Trambüs projesi henüz yeni açıklandığında bu projenin nasıl olacağı, uygun olup olmayacağını Şanlıurfa Şehir Plancıları Odasına sormuştuk. Oda Başkanı Mehmet Selim Açar, bu projenin Şanlıurfa'nın şartlarına uymayacağını, hatta Şanlıurfa trafiği açısından intihar projesi olacağını belirtmişti.
Şoförler Odası ve bu konu ile ilgili diğer meslek kuruluşlarından da proje ile ilgili onay alınmamıştı. Yani "Ben yaptım, oldu" düşüncesiyle bu proje getirilmek istendi ve getirildi. Memleket menfaati düşünülmeden sırf bir projenin hayata geçirilmesi için hareket edildi.
İşi bilenler her ne kadar karşı çıksa da Büyükşehir Belediyesi tarafından proje çoktan onaylanmıştı. Şehir Plancısı Mehmet Selim Açar, proje ile ilgili meydana gelecek olan olumsuzluğu dile getirmeye devam ederken, "İnşallah biz yanılırız" ifadelerini kullanıyordu.
Trambüs projesi hayata geçirildi ama hizmete girmesi için belirlenen tarihin üzerinden bir yıldan fazla süre geçti. Firmanın zarar etmemesi için sürenin uzatıldığı, iki ay sonra gelecek söylemleri, geldi gelecek ifadelerinin içi boş çıktı. Sonuç zaten ortada. Trambüs halen yok.
Biz gecikmesini bir tarafa bıraktık, proje üzerinde bahsedilen değişiklik söylemleri Şanlıurfa için resmen intihar oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, trambüsün körüklü otobüslerin boyutuna getirileceğini belirtirken, güçlendirici bataryaların takılabileceği, hatta trambüsler için dikilen direklerin ve bağlanan tellerin de gereksiz olduğunu söylemeye çalışıyor.
Trambüslerin körüklü otobüslerin boyutuna getirilmesinin sonucunu varın siz düşünün! Şimdi kafanızda bu düşünce oluşmuştur bile, "Trambüsler körüklü otobüslerin boyutuna getirilecekse ne gerek vardı o kadar milyonların harcanmasına?" Trambüsün kısaltılmasının gerekçesi ise kentin caddelerinden rahat bir şekilde geçememesi. Bu projenin hatalı olduğunu söyleyenler zaten bunu da dile getirmişlerdi. İşte alanla ilgili meslek kuruluşlarıyla görüşülmemesi, kendi başına proje yapmaya çalışılması nasıl zararlara yol açtığını görmüş olduk.
Şimdi gündemde yine bir proje var. Eyyübiye Belediyesi tarafından Harran Üniversitesi Eyyübiye Kampüsünde 44 dönümlük alanda belediye hizmet binası ve kamu kampüsü yapılacak. Bu alan hatırlanacağı üzerine eski rektör tarafından TOKİ'ye verilmek istenirken, Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Nihat Çiftçi bu bölgeyi tarım arazisi olduğundan dolayı imara açamayacaklarını söylüyordu. Şimdi bu bölge üzerinde yine binalar yapılmak isteniyor.
Şehir Plancıları Odası, bu alanla ilgili de ilgili meslek kuruluşlarıyla görüşülmediğini belirterek, 44 dönümlük arazinin imara açılmasının ardından yapılaşmanın devam edeceği ve çevredeki tarım arazilerinin de kaybedileceğini vurguladı. Bana öyle geliyor ki bu proje de 'Ben yaptım, oldu' düşüncesiyle hayata geçirilecek ve yıllar sonra buraya yapılaşma izni verilmesinin büyük hata olduğunu söyleyecekler. Ancak o zaman üniversitenin üzerinde üretim yapmaya uygun olan bu tarım arazisi kaybedilmiş olacak ve iş işten geçmiş olacak.
Şanlıurfa Mimarlar Odası tarafından ise alanla ilgili yapılan açıklamada, bu projeye karşı çıkanların sanki haksız yere karşı çıktıklarını gözlemliyoruz. Bu projenin olumlu olup olmaması durumunu inceleyeceklerini söyleyen Mimarlar Odası da yaşanacak olan sonuçtan sorumlu olacaktır. Bu nedenle bu proje hayata geçirilmeden ilgili meslek kuruluşlarının da görüşü alınmalı. Eğer proje uygulanırsa inşallah Şehir Plancıları Odası bu kez yanılmış olur diye umuyoruz.