Merhaba çok kıymetli okur kitlesi, bugün sizlere güzel ülkemde çocuk olmanın zorluğunu ve kadın olmanın zorluğunu gözler önünüze sereceğim.
Küçük yaştaki çocuklarımızın, ne denli zor şartlarda büyütüldüğünü, ya da şöyle diyeyim ne kadar zor şartlarda büyüdüğünü söylemek, içimizi parçalasa da, bu konuyla alakalı sistematik bir duruş ve tavır, devlet büyüklerimizden hala sağlam bir şekilde yerine getirilmemektedir.
Küçük yaştaki çocukların, daha çocukluklarını yaşamadan büyük yükler altında çalıştırılmaları görmezden gelinmektedir.
Bu dünyaya geldiklerine sevinen aileler, neden bu çocukları bir üretim aracı olarak görüyorlar, buna da akıl sır erdiremiyoruz.
Kaba tabirle bakamayacağın çocuğu dünyaya getirmiş olma ve bu durumla yaşamak, zor bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gel gelelim kadınların sosyal statüde ki rolleri ve ikinci plana atılmaları acınası bir durum değil midir?
Geri kalmış toplumların vasfını hala üzerimizde taşıdığımız ve hala bu vasfı taşımakta ısrar ettiğimiz acınası bir gerçektir.
Lütfen sırf birbirinizi sevdiğiniz için evlenmeyin, sevgi biter ama saygı baki kalır, saygı sevgiyi getirir, ama sevgi bitince saygıda yoksa çatışmalar başlar.
Aile kurma işi hafife alınacak bir durum değildir, mantık bu olayın çok üstünde olan bir durumdur. Ve başkasına güvenip te evlenmeyin, aileyi siz kuracaksınız ve siz sorumlu olacaksınız.
Ve neden geçimsiz aile tartışmalarının mağduru kadınlar ve çocuklar oluyor, bu ne derece mantıklı bir durumdur.
Kadın aile kurmak için gerekli zihinsel süreçten en az bu sınavdan da erkek kadar sorumlu olan kişidir.
Bu olayın tek suçsuz günahsız olan kısmı çocuklardır, bir çocuğun ahı, dünyayı yakar sözü doğrudur, ve tecrübeyle tasdik olunmuştur, şuan dünyayı sarsan virüs belasından tutun da bir çok fenalık, o suçsuz günahsız çocuklara güzel bir dünya bırakmayışımızın ve onları her türlü sıkıntının kurbanı olarak görme eğilimimize bağlıyorum.
Son zamanlarda çocuğa şiddet alıp başını gidiyor, neden sert katı yaptırımlarımız yok, her şeyi kabullenmişiz buda geçer zihniyeti yüzünden toplum olarak ne hale geldik ?
Yeni yuva kurma ve boşanma durumlarında, neden çocukları başı boş bırakıp, bir tarafa atıyoruz, aslında acınası bir durumu biz kendimize yaşatıyoruz, merhamet bir erdemdir, herkeste bulunmaz, bu da ayrı bir durumdur, boşandıktan sonra, asıl o zaman anne ve babalık yapmamız gerektiğini bilmemiz lazımdır.
Erkek, kadını hizmetçi, kadında erkeği istek ve arzularını zamanında yapması gereken bir köle olarak görmeye devam ederse bu gemi batar batması da farzdır.
Lütfen evlenmek için evlenmeyin, basite alınacak durum değildir, bu zaman hata kaldıracak bir zaman değildir, toplum zaten başı boşluklarda kaybolmaya muktedir bir durum haline gitme yolunda hızlıca ilerlemektedir.
Özet olarak kontrolsüz bir güç güç değildir, ancak kontrol edildiği zaman bir mana ifade eder ve lütfen çocuklarımıza sahip çıkalım, toplum baskısından dolayı da, biz istemiyorsak evlenmeyelim diyorum, bir başka yazımda görüşmek üzere esen kalın, kıymetli okur kitlem…
Önemli konulara deginmeniz ne kadar güzel . Sizi tebrik ediyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum .
Kadınları ve çocukları o kadar güzel anlatıp çok güzel detaylara değinmişsiniz tebrik ediyorum