Merhaba kıymetli okurlarım, toplum olarak, eğitilmeye, okumaya o kadar çok ihtiyacımız var ki, denizler kadar mürekkep olsa, dünyanın tüm ormanlar kalem olsa, yine de insanları eğitmek için yetmez sanırım.
Çünkü insanoğlu, her zaman bilime ilime açtır, zaman ilerledikçe yeni yeni buluşlara her zaman gebe olmuştur, bu aslında bize şunu anlatmak istemektedir, insanoğlu her zaman araştırma yönü vardır, o istese de istemese de bir başkası çıkar ve bir buluş yapar ve o noktada ilerleme kaydolur, tembellik miskinlik insan fıtratı değildir, tembel insan erken sıkılır, tembel insan erken hayattan kopar, ama çalışkan insan öyle midir?
Çalışma azmiyle dolu bir birey her zaman daha fazla şeyler öğrenmek için vaktini ilimle bilimle geçirecektir.
Bir toplum ne kadar çok bilimle fen ile zaman geçirir ise kendi toplumunu yüceltmiş olacaktır.
Toplumları birbirinden ayıran en temel nokta, günümüzde ilim fen olmuştur, o zaman kendimizi hesaba çekmemiz gerekecektir, biz madem dünyaya geldik, bunun bir nedeni bir gayesi olmalıdır.
İnsanoğlu dünyaya geldiğinden başlayıp ölene kadar, özetle kendini kaba tabirle adam etmek için çalışır didinir, özetle hayat gayemiz budur.
İnsanoğlu aciz bir varlıktır, zaman içinde hayatta var olmanın yollarını öğrenir ve sonra bunu hayatına adapte eder, ondan sonra gelenlere de bunu öğretir.
Peki, bu nasıl olur? Özetle olacak olan şudur; öğrenmek, uygulamak, gelişmek.
Bizde ilimin bilimin ışığında ilerlememiz gereklidir, ancak böyle olduğu vakit kendimizi toparlarız, birey olarak toplum olarak ayakta durabiliriz.
Bugün eğitime ayrılan bütçe ne kadar ise, bir toplumun geleceği de o kadardır.
Bilim, toplumları var eder, bilim insanları var eder, yani kaliteli yaşam, teknolojiyle doğru orantılıdır.
Teknolojisine sahip çıkamayan toplumlar, başka devletlerin egemenliğinde yaşamaya mecburdurlar, ilim bir devletin özgürlüğüdür, var oluş reçetesidir, bunu bu şekilde bilmemiz gerekmektedir.
Her kim ilimden bilimden sizleri soğutuyor ise, ondan uzak durun, hurafeler, akla mantığa yatmayan fikirler, dogmatiktir yani geçerliliği yoktur.
Hurafecilik, insanları korkutmaktan ve onları sömürmekten başka bir şey değildir, her kim hurafeden yana yol tutarsa, akılsızdır ve noksandır, ona inanlarda tıpkı onlar gibi acizdir.
Evet, kıymetli okurlarım, bugün bu konuyu anlatmak istedim sizlere, umarım kalemimin yazdığı kadarıyla sizlere fikrimi paylaşmışımdır, kendinize iyi bakın.