Merhaba kıymetli okurlarım, bu haftaki yazımda kendini beğenen insanların, ne derece talihsiz bir durumda olduğunu anlatacağım.
İnsanlar yapısı bakımından, öncelikle aciz bir varlıktır.
Bu acizlik insanoğlunun var olduğu müddetçe devam edecektir.
Üstünlük derdi olan, egosu tavan insanlar, diğer insanlara nazaran, paylaşıma ve iletişime kapalıdır.
Ya da iletişimlerini de sağlıklı götüremezler, onlar için dünya sadece onların egolarını tatmin etmek için vardır ve diğer insanlar onların için acizdir, her türlü kötü şeyi de diğer insanlar hak eder, çünkü diğer insanlar onlar için kaba tabirle eziktir, vasıfsızdır.
Böyle insanlardan uzak durmakta yarar vardır, egosu tavan olan insan, insani değerlerden uzaklaşmıştır.
Eğer kendinize birazcık değer veriyorsanız, bu tür insanlardan uzak durun, mala mülke tapan, sırf eğitimi diğer insanlardan üstün olmak için kullanan, insanlar çok farklı bir ruh halini almış varlıklardır.
Kimisi sadece üstünlüğü fiyakalı arabalarda bulurken, kimisi devasa sitelerde oturmayı üstünlük olarak görür.
Devasalık ve şatafat hayat, insanları birbirinden nefret ettiren bir silah olarak kullanılabilir, tabi ki de yine olay bizde bitiyor, biz kendi fikrimizde kalbimizde, neyi yetiştirirsek o bizimle büyür yeşerir.
O zaman kendimize şu soruyu soralım; bir şeye ihtiyacımız varsa, bunu neye göre kime göre ve kim için istiyoruz?
Derdimiz gerçekten de gösteriş mi, yoksa gerçekten de bunu temiz duygularla mı istiyoruz? Bunun iyi belirlenmesi gerekir.
Mademki biz insanız güzel yaşamayı hak ediyoruz, o zaman bunu birilerinin gözüne sokarak yapmamalıyız.
Biz böyle bir durum karşısında nasıl davranması gerektiğini iyi bilmeliyiz, tabi ki de kimseye açıklama yapmak durumunda değiliz, ama yediğimiz yemekleri, oturduğumuz yerleri, bindiğimiz fiyakalı arabaları, medyada paylaşırsak, o zaman biz, kendimiz için yaşamıyoruz, diğer inşaları alt etmektir niyetimiz, yani başkaları için yaşıyoruz demektir.
Bu, ne kadar doğru bir durumdur, bunu da sizin taktirinize bırakıyorum.
Hem kime neyi ispatlama gereği duyalım, insanoğlu bir dakika sonrasına garanti veremez öylede bir kudreti yok, bunları bir düşünelim.
Zaten toplum olarak, eğitimde çok gerideyiz, tembelliği miskinliği kıblemiz yapmışız, popüler yerlerde içilen kahveler ya da yenilen yemekler, bizi entelektüel yapmıyor, entelektüellik zihinde başlar, görselde değildir.
Neyse benden bu kadar kendinize iyi bakın ve lütfen bu söylediklerimi de güzel bir şekilde düşünün, kendinize iyi bakın.