Merhaba sevgili okurlar, bugün ki konumuz merhamet nedir? Merhametin sınırı ve boyutu hakkında kendi düşüncelerimden bir sentez yaparak, sizlerle bunu paylaşacağım.
Kimisine göre merhamet, sonsuz tavizdir, kimisine göre karşılıksız bedeldir, kimisine göre ise elinde avucunda ne varsa karşı tarafa vermek ve kendini, sırf merhamet uğruna savunmasız ve düşkün hale bırakmaktır.
Bana göre merhamet belli sınırları olan bir kavramdır.
Örneğin garibanın biri size geldiğinde, merhamet nazarıyla ona bakarsınız ve yardımcı olursunuz ama elde avuçta ne varsa onu vermezsiniz çünkü bunu yaparsanız, o zaman sizin elinize bakanlara zulüm etmiş olursunuz.
Merhamet belli sınırları olan ve kişiye büyük sorumluluk yükleyen bir durumdur.
Herkese yardım tabi ki de edilir, ama yardım ve merhamet doğrultusunda yapılan işlerinde belli bir sınırı ve belli bir ölçüsü vardır.
Aile efradının ayağında giyecek ayakkabı yoksa, yaşam döngüsünü sağlayacak argümanları yoksa ya da sıkıntı içindeyse, o zaman senin başkalarının, hatta 2. Veya 3.derece akraba veya tanıdıklarına yaptığın iyilikler, merhamet nazarında olmaz, tam tersi kendi çoluğuna çocuğuna karşı da merhametsiz davranmış olup, kul hakkına bile girmiş olursun.
Onun için merhametli davranırken ölçülü olmalı, kendi öz benliğinizin değerlerinden fazla oynamadan gerekli yardım veya iyiliklerde bulunabiliriz.
Meseleyi şöyle anlatalım, köylünün biri, sahipsiz kimsesiz birinin haline acır, acır da bir anlık merhamet nazarı kabarır ve kasabadan aldığı un, şeker, çorap, küçük çocuğun sütünü ve hatta cebindeki emaneti dahi, o gariban adama verir.
Sonra varır köyüne, eve gelir, yolda yavaş yavaş hesap yapar, der kendine; ben 3 gün yolda gittim eşek sırtında, 3 günde geldim yol bitti bitecek, acaba elimde ne var ne yok keşke vermeseydim, ya bari çocuğun sütünü keşke vermeseydim, peki benden istenen emanete ne demeli(akçe), varır gelir evine oturur, hanımı yüzüne bakar ve bir şeylerden pişman olduğunu anlar kocasının.
Adam sabahı zor eder, tekrar kasabaya gider, istenenleri ve o emaneti almak için.
Şimdi sonuç bu adam merhamet mi etti, yoksa birçok insanı mağdur mu etti? boşuna demezler emanetle hayır olmaz, emanetin doğrusu sahibini görene kadardır diye.
Özetlemek gerekirse, hakkı olanın taktiri neyse öyle olmalı, siz sadece kendinizden sorumlu değilsiniz, çevrenize bir mum bir ağaç olmakla mükellefsiniz.
Tabi ki de sevap merhamet güzel kavramlar, ama bunu sizin elinize bakanları da görmezden gelmeden yapmalısınız diyorum ve bir başka köşe yazımda görüşmek üzere.