Merhaba sayın okurlar, bugün size özentinin davranışımıza olumlu ya da olumsuz etkilerinden bahsedeceğim.
Zaten temelde özenti, genelde altı doldurulmadığı müddetçe, her zaman olumsuzluklarla sonuçlanır ve bireyi, kendi iç dünyasına karşıda yabancılaştırır.
Küçük yaştan bu yana, birey, gerek aile gerekse toplum içindeki, durum, davranış veya kişileri, kendi merkezine koyar ve ondan da kendince güzel etkilendiği için, onun hal tavrını bürünmeye çalışır, işte biz buna özenti diyoruz.
Burada aslında çocuğun dünyasına bakarsak eğer, bu, çocuk için tehlike arz etmiyor gibi görünse de zamanla bu özenti kaynaklı davranışlar kökleşir ve giderilmesi dahi zorlaşır.
Günümüz bireyleri, daha küçüklükten, kitle iletişim araçlarının etkisinde kalmakta ve aşırı bir uyarılmaya maruz kalmaktadır.
Örneğin küçük bir çocuğun sırf susturulması için eline verilen, tablet telefon, bilgisayar gibi kitle iletişim araçları, çocuğun dünyasını harap etmek te ve hayal kurma yetisini kaybettirmektedir.
Hal böyle olunca, o çocuk düşünemez bir kıvama gelmekte ve haliyle, kendine düşünsel olarak, hemen düşünmeden, düşüncel süzgecinden geçirmeden, kendince iyi ya da kötü, bir toplum bireyini kendine model seçmektedir.
Artık gerisi, seçtiği modelin yaşam tarzı nasıl, ne gibi kitaplar okur, siyasi düşüncesi nedir, gibi özellikler çocuğun yavaş yavaş bedenine işler.
Rehber neyse ya gelir başına bela, yada huzur.
Ama küçük yaştan başlayarak, çocukların neden güzel davranması gerektiğini onlara aşılarsak ve gerek ilmi gerekse ahlaki boyutunu onlara benimsetirsek, o zaman özenti sadece kendisi olur, ailesi olur.
Şu an bile çocukları kötü etkileyen özenti ve yakıştırma, aslında yetişkinleri hatta kemale ermiş insanları dahi etkilemektedir.
Temelde bu tür olumsuzluklar bireyin, kesinlikle kendini geliştirememesinde yatar, çünkü bireyin kaba tabirle beyini gerçek bilgilerle doluysa, hiçbir boşluğa yer yoksa, o zaman bireyi kimse özentisinin kurbanı yapamaz.
Zaten toplum olarak okuyan bir yapımız yok, özel eleştiri yapmamız gerekir.
Kitap okumayı kendine yük biçmiş bir birey, kendini özentinin ve ukalalığın pençesine atmış demektir.
Ondandır ki yaşlıya hürmet, çocuğa sevgi, kadına saygı azalmıştır, hatta bitme noktasına gelmiştir.
İlime koşan ilimle yaşar ve çevresini aydınlatır.
Batıla koşan ise bertaraf olur, kaybolur karanlıkta ve çevresini de çeker karanlığa.
Diyerek bitiriyorum, sizlere de iyi haftalar diliyorum.
Üstünde durduğunuz konular gerçekten önemli konular Gerçekten de bu zaman da kadın ve Çocuğa karşı sevgi ve saygı azalmış bir şekilde bulunuyor sizin de bu ve buna benzer konuların üstünde durmanız çok güzel Sizi tebrik ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.