Ademi bul, adem ol, alemde adem gizlidir. Etme tahkir ademi, ademde alem gizlidir. Yozgatlı Fenni , Bu sözü 1900 ‘lü yılların başında söylemiştir. Yani diyor ki ; Kamil insanı bul ve insan ol; alemde insan gizlidir. Hiçbir insanı hakir görme , insanda alem gizlidir.
Günlerin birbirine benzediği şu zamanda her gün ki gibi çalışma ofisimde bilgisayarımın başında çalışırken , yan odadan telefon sesleri odama kadar geliyordu, biraz kulak verince enteresan , birazda şaşırmaklı telefon konuşmalarına şahit oluyordum, yan odamda çalışma arkadaşım aynı zamanda yardımcım Ali , telefonun diğer ucundaki şahsa telif ücreti hakkında pazarlık yapıyordu; Telefon konuşması bitirince yanına gittim birazda meraklı bakışlarla hayırdır Ali ; ne oluyor, ne telifi ne pazarlığı derken abi dedi, Dedemin bir eseri var onu söyleyecekler o sebeple telif ücreti istiyorum dedem adına, Ne eseri Ali dediğim zaman Abi dedi, “Kör olası çöpçüler parçası” dedeme ait , Hadi ordan dedim işletme beni vallahi dedi abi, eser dedemin. Lan yürü birazda tebessüm hali ile, koskoca Erkin Koray’ın şarkısını dedemin diye bize yutturacaksın , biraz üsteleyince hemen araştırmaya başladım , hakikaten eser Erkin Koray’ın değilmiş, Urfalı Namı diyar Sokak Çoçuğu lakaplı Ali Toprak adlı Urfalı Şarkıcınınmış, Ali Toprak ; Şarkıcılığa çok küçük yaşlarda başlar.
Urfada; gazinolarda, düğün salonlarında sahne yapıp harçlığını çıkartır. Vatani görevini yapıp memleketine döndüğünde eline sazını alıp 1960’larda gurbet yoluna düşer. İstanbul Haydarpaşa Garı’nda trenden indiğinde ne gidecek yeri vardır. Ne de cebinde parası… Günlerce parklarda yatıp kalkar, en sonunda Urfalı bir memleketlisini bulur onun yanında kalmaya başlar. Bir işte çalışmaya başlar, çalıştığı işyerinin karşısında oturan bir kıza aşık olur. Günlerce süren bakışmalar sonunda aşkını ilan eden mektubu kızın eline tutuşturmayı başarır.
Genç Kız Ali’nin perişan haline bakar ve sokak çocuğu diyerek elindeki kağıdı buruşturup atar. Tamda bu sırada sokaktan geçmekte olan çöpçüler, içinde bir aşkı barındıran mektubu çöp niyetine süpürür. Ali 10 dakika içerisinde yaşadığı bu olay karşısında beyninde vurulmuşa döner, kendini tutamayıp ağlar ertesi gece kıza mektubu verdiği yerde gezerken derin duygulara dalar ve bulduğu bir kağıt parçasına hayatını kökünden değiştirecek sözleri yazar…”Aşktan yana şansım yok, Ağlıyorum derdim çok, Aşkımı kaybetmişim , sordum sordum bulan yok , Dün gece çok aradım , Aradım bulamadım kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler, Sokaklarda ne ararsın , Beni kimden sorarsın , Ben düştüm aşk ateşine, sende düşme yanarsın.”
Ali âşık olduğu kızın kendisini reddettiği sokakta yazıp bestelediği çöpçüler isimli şarkıyı bir arkadaşı dinler ve plakçılara götürmesi için ikna eder, plakçıların kapısına dayanır. Fakat ne şarkısıyla ne de kendisiyle ilgilenen olur. Hatta her gittiği kapıdan alaya alınarak kovulur. Her şeye rağmen umudunu yitirmeyen Ali, sanat çevresiyle içli dışlı olan bir Urfalı hemşehrisi, kendisine plak yapılması için aracı olmak ister. Hemşehrisi Ali’ye sahip çıkar. Bir gün sonra Orhan Gencebay’ın Karşısındadır. Orhan Gencebay şarkıyı çok beğenir. Hatta elektro bağlamayı kendisi çalarak genç Ali’yi destekler… Sokak çocuğu diyen kıza inat, plağın ismini Sokak Çocuğu Ali Koyar. Artık bütün Türkiye Ali Toprak’ı ve şarkısını konuşmaya başlar. Bu şarkıyı kasede okumak için vokal yapacak bayanlar gerekmektedir. Gazetelere ilan verilir. Gelen adaylar değerlendirilir. Toprak iki ismi belirler. Biri Nükhet Duru ve diğeri Esengül … Ali Toprak ve vokalistleri gittikleri her yerde büyük ilgiyle karşılaşırlar… Ali Toprak tam şöhretin keyfini çıkarmaya başladığı sırada ani bir kararla her şeye boş verip inzivaya çekilir. Renkli bir dünyayı ve kazandıklarını arkasında bırakarak memleketi Urfa’ya döner. Hayatı bir hayli değişmiştir artık 5 vakit namaz kılmakta mütevazi bir hayat sürmektedir. Ali Toprak hayatındaki bu ani dönüşümü şöyle anlatıyor; “Gördüğüm bir Rüya beni çok etkiledi, bu rüyayı sonraları ilahilerime de yansıttım. Annemde şarkıcı olmamı hiç istememişti zaten, onun duaları ile Allah bana böyle bir dönüşü nasip etti. Sanat Dünyası dedikleri şey, bir bataklıktan farksızdır.” Sanat çevresi onun bu dönüşünü bir delilik olarak yorumlar. Ama o bu yorumlardan hiç etkilenmez. Bir çok kez ikna etmeye dahi uğraşırlar, böyle bir şöhreti bırakıp nereye gidiyorsun, sen delirdin mi deyip engel olmak bile istemişlerdir. Ancak O kimseyi dinlememiştir. Urfa’ya dönen Ali ilk iş Kuran-ı Kerimi öğrenir. Geçimini sağlamak içinde bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başlar. Bu fabrikanın camisine fahri müezzin olur, Cuma namazlarında da imamlık yapar.
Yani sözün özü şöyle: Tesadüfler zinciri ve meraklı oluşum “Kör olası çöpçüler” eserinin Bir Urfalının yazdığını öğrenememe sebep oldu, Urfa’nın etrafı Dumanlı dağlar türküsü ne kadar Urfa’nınsa, Kör olası çöpçüler parçasıda bir o kadar Urfa’nındır. İşte her insan bir alem içerisinde, bir başına alemdir. Benim yeni tanıdığım Ali Toprak ‘ı tanımayanalar, bu okuma sonunda benimle birlikte bir kez daha tanıyacaklar. Sloganımız “Alem insan ise eğer, dinle alemi, gün olur bir günde dinler alem seni” diyerek , bir daha ki yazımızda görüşmek buluşmak dileği ile hoşça kalın sağlıkla kalın…