Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun yaklaşık yüzde 2'si, çöp konteynırlarına/bidonlarına atılan ambalaj atıklarını eşeleyerek topladıkları ve geçimlerini bu yoldan sağladıkları tespit edilmiştir. Bu yapılan bir araştırma sonrasında ortaya çıkan veriler olarak önümüze serilmiş durumda. Türkiye’de ise bu sayının 500 bin ile 1 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Şanlıurfa’da ise bu sayının ne kadar olduğu bilinmezken gözlerin çevrildiği her yerde bir çekçek arabasını ya durduğu ya da yolda ilerlediği görülüyor.
Şanlıurfa için artık bir sorun haline gelen ve sürekli olarak gündeme gelmesine rağmen özellikle trafikte, hijyen ve bazen de hırsızlık noktasındaki çekçekçiler için bazı kararlar alındı. Yıllardır geçici çözümler üretilmeye çalışılan çekçekçiler için gerekli izinlerin ardından bu işlerin yapabilecekleri yönelik çeşitli kararlar alınmış.
Peki, neden bu kararlar alınmak zorunda bırakıldı? Trafiğin en yoğun ve en işlek yerinde çekçekini çeken birini hemen hemen hepiniz görmüşsünüzdür. Bu durum bazı sıkıntılara neden oluyordu. Ayrıca hepsi için değil de hırsızlık noktasında bu çekçek işini kamufle olarak gösterenlerde vardı. Bu herkesin malumuydu. Bu kararlar arasında izin alınması yani kayıt altına alınması, sadece izin alınan ilçe sınırları içerisinde bu faaliyetti gerçekleştirmesi, yaka kartı takılması ve yelek giyilmesi birde belirlenen saatler arasında bu işleri yapmasına yönelik kararlar alındığı görüldü. Sayıları bilinmeyen bu çekçekçiler için kayıt altına alınmaları noktasında önemli bir karar olarak önüme çıktı. Valiliğin aldığı bu kararı ben ve bu işten rahatsız olan kişiler için olumlu karşılanmış durumda.
Hayata kalma mücadelesi veriyorlar
Bir insan neden çekçek işini yapar diye sormadan da edemiyor. İşsizliğin yol açtığı yoksulluk ve imkânsızlık, insanları, tehlikeli atıkların ve her türlü hastalık yapıcı mikropların barındığı çöp bidonlarını karıştırmak hatta içine girip daha da derine karıştırmakta ki amacı o günü kurtarmaktır onlar için.
Kağıt, cam, plastik ve metal gibi atıkları, çok tehlikeli atıkları ve hastalık yapıcı mikropları da bünyesinde barındıran çöp bidonu, torbası ve konteynırı içinden ayıklayarak toplayan, atık toplama depolarına satan, böylelikle geçimlerini sağlayan, yoksulluktan kurtulma ümidi kalmayan ve kentte tutunmaya çabalayan yüz binlerce sokak toplayıcısı, hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.
Çoluk çocuğun, gencin yaşlısının, kadının erkeğinin her sokakta, her köşe başındaki çöp bidonu veya konteynırını eşeleyerek rızkını arayan insanlara denmektedir; sokak toplayıcısı. İnsanlar, evde ve işte ambalaj atıkları dahil her türlü atıklarını çöp torbalarına, bidonlarına ve kutularına atıyorlar.
Yukarıda bahsetmiştim. Sayıları bilinmiyor Urfa için. Her yerde gördüğümüz için sayılarının çok olduğunu düşünüyor insan. Bu işi yapanların çoğunun Suriyeli olduğu biliniyor. Kendi aralarında bölge dağılımı yapmışlar zaten. Herkes kendi mıntıkasında işin yapıyor. Başkasının bölgesine girildiğinde sıkıntı çıkması muhtemel hale geliyor. Valiliğin kararlarında buna da çare bulunacaktır.
Son olarak onlara sorsanız çok önemli bir iş yaptıklarını söyleyeceklerdir. Kendileri olmazsa her şeyin çöp olacağını belirtirler. Çöplerde çöpü karıştıran kişilerin bana göre önemli bir iş yaptıklarını sanmıyorum.
Görüşmek üzere…
Yazılarınızı dikkatle takip ediyorum. başarılı