Etkili olan kar yağışına pek alışkın değil Şanlıurfa. Herkes kar yağsın umuduyla bekler özellikle çocuklar hep yağmasını ister. Yağdıktan sonra da çilesi başlar. Bu kez kar sevinci bir anda çileye dönüştü. Yani, kar sevinci beklerken insanlar, işlerine ve evlerine gitmekte, araçlarını mahsur kaldığı yerden kurtarmakta güçlük çektiler. Kapanan yollarla birlikte büyükşehir belediyenin bazı mahallere yaptığı seferler iptal edilince işte o zaman anladım. Yani, şehir olarak doğal afetlere ne kazar hazırız bilmiyorum ama kar yağışına hem hazır hem de alışkın değiliz.
Kar yağdıktan sonra ve sevincini yaşadıktan sonra akıllar başlara geliyor. “Ben işe nasıl gideceğim”, Eve nasıl döneceğim? Günlük ihtiyaçları nasıl karşılayacağım? Nasıl ısınacağız? Gibi gerçeklerle yüzleşme zamanın geldiği anlaşılıyor. İşe gitmek ve eve dönmek benzer bir durum içeriyor. Her ikisinde de hem zorluk hem de çile görünüyor. Çilenin büyüğünü şehirlerarası yollarda olanlar çekti. Ne geldiler ne de gidebildiler.
Benzer çilelerde Şanlıurfa merkezde işlek yollardan gidenlerde yaşadı. En işlek yollar yoğun bir yağış nedeniyle karla kapanır hale geldikten sonra artık standart karla mücadele planı çalışmaz hale gelir. Ne mi yapılır? Kriz masaları kurulur belediye yetkilileri sahaya çıkar emirler verir bol bol fotoğraflar çektirilir. Biz buradayız ve sahadayız mesajı verilir. Her şey veriliyor da bu yollara müdahale edilemedikçe de felaketin büyüklüğü arttı. Çünkü adı üstünde, yollar kapalıdır ve hiçbir araç gitmesi gereken yerlere gidemezler.
Aslında belediyelerde de suç yok gibi. Nereden bilsinler bu kadar kar yağacağını? Ona göre hazırlık yapılması gerektiğini? Sözde hazırlık yapanında tuzunun yetmeyeceğini nereden bilsinler? Belediyelerin hiçbir şey yapmadığı son yağan kar yağışıyla şehir resmen kitlendi ve kimsenin elinden bir şey gelmiyor. Kaderimiz bu olsa gerek. Aslında bu kadar yüklenmemek gerekiyor. Lapa lapa kar yağsın. Tüm yollarımız pırıl pırıl olsun. Bunun imkânsız olduğunu hepimiz biliyoruz. Çok yoğun kar yağışında kar küreme aracının yoldaki karı temizlemesinin üzerinden 1 dakika geçmeden o yol yine kar tutmaya başlar. Ve bu durumda da kış lastiği olmayan bir aracın yolda kalmasıyla trafik kilitlenmesinin ateşi yakılmış olur. Kazalarda kaçınılmaz olur.
Bu işin çileye dönüştüğünü sosyal medyadan takip ediyoruz. Abartılmış paylaşımlar sonrasında nasıl bir yol izleyeceğimi bilemiyoruz. Burada sosyal medyanın gücü ortaya çıkıyor. Giderek artan sosyal medya kullanımı, toplumdaki her bireye düşüncelerini paylaşabilme olanağı sunuyor. Bunu pozitif ve lehimize bir durum olarak görsek de; manipüle edici, provoke edici, yalan ve yanıltıcı bilginin yayılması açısından bakıldığında durum pek de iç açıcı değil!
Sosyal medyada yalan haber ve yanlış bilginin yanı sıra, yaşanan bilgi kirliliğinin "kötü niyetli çevreler tarafından kasıtlı yapıldığını" söyleyenler de var bunun örneğini Gaziantep’te gördük. Yağan kar sonrası sanayi kenti olarak tanınan Gaziantep kitlendi. Sosyal medyada belediye başkanı başta olmak üzere viral oldular. En küçük bir durumda Gaziantep’i ve belediye başkanını örnek gösterenler bu kez sosyal medya da kar fotoğrafları paylaşmaya başladı. Ne olursa olsun nasıl paylaşımlar yapılırsa yapılsın. Kar yağışı güzeldir.
Bereketli olan yağıştır. Toprağı besler.