“Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama. Nefes alabildiğin ve yaşadığın her gün özeldir. Her saniye kıymetlidir çünkü zamanın telafisi yoktur.”
| Bernard Shaw |
Aslında her şeyi her durumu özetleyen bir cümle söylemiş söyleyen kişi. Hayatta her şeyin telafisi mutlaka vardır, saatlerin, günlerin, haftaların, ayların, mevsimlerin bile. Ama geçip giden zamanın telafisi yok. Zamanın nasıl önüne geçilemeyen, durdurulamayan, yakalanamayan bir güç olduğunu çok güzel anlatan söz. Herkesin de sorgusuz sualsiz katıldığı bir sözdür. Gelip geçen zamanın umurunda değildir. Hiçbir şeyi, hiç kimseyi, süzülerek akar gider kendi bildiği yolda, bildiği şekilde.
O size değil, siz ona uymak zorundasınızdır, ona ayak uyduramayanlar arkada kalmaya ve bunun cezasını çekmeye mahkûmdur. Kaybedilen zamanın geri dönüşü olmaz, geçip gitmiştir artık, olan olmuştur, telafisi yoktur. Yeterli paraya, şana, şöhrete kavuşan insanlar olabilir belki dünyada, ama hiç kimsenin asla yeterli zamanı yoktur, olamaz. Zaman kimseye "ait" değildir çünkü ve de sonsuzdur.
Hepimiz yaşarız aslında... bazen eski bir fotoda geçmişi görüp hatırlayıp geçen günlere hayıflanırız. Bazen de nerede o eski bayramlar deyip geçmişteki anları yeniden yaşamak isteriz. Bir anı gözümüzde canlandığında daha dün gibi aklımda deriz. Eskimemiş dostlarla koyu bir sohbet ortasındayken veya bir fotoğrafa bakarken anımsarız daha çok zamanı. Geçmişe takılı kalmış ya da geleceği beklerken buluruz kendimizi. Geçmiş mutlu bir insan için genellikle güzel hatırlanır. Gelecek ise vaat doludur çoğu zaman. Biz bugünde kalmayı unuturuz ama. Bu nedenle bu cümleyi çok sık kurarız zaman ne çabuk akıp gitmiş. Ve zaman akıp giderken kaç yaşında olduğunun bir önemi yoktur. Sadece yaşlandıkça telafiler daha zor olur.
Zamanın telafisi yok dedik. Haydi, giden sağlığı geri getirin. Sağlığı mala, mülke, işe, kariyere, gezmeye, eğlenmeye, özgürlüğe daha öncelikli değer verirken bunları kazanmak isterken kaybettik. Küçükken ekmek arasına koyulan salçalı ekmeği özlemeyeniniz yok mu? Musluktan kana kana su içilmesi özlenmiştir, hele hele terliyken, ekmeğin köşesini yemeyenler kaldı mı? Olsa da yense şimdi. Hiçbir şeyi umursamadan yaşamak yani gelecek kaygısı olmadan yaşama.
Zaman geçtikçe ve de değeri anlaşıldıkça insani paniğe sürüklenmeye başlar. Okunması gereken kitaplar, bunlardan yola çıkarak yazılması gereken bir ödev, uyulması gereken bir teslim saati vardır.
Ve siz hala zamanınızı boşa harcamaktasınızdır.