Olaylar ve durumlar bütünüyle oynayabilme sanatı; yalan icra edecek kişinin daha etkileyici olması için önce kendisini kandırması gerekir.
Sözlükte yalanla ilgili birçok anlam bulunuyor. Ya da bunlara bu anlamlar yüklenmiş. Doğru olmayan söz, hakikat ve gerçeğin aksi, haksız söz ve bir kimseden söylemediği halde söz nakletmek manalarına gelmektedir. Yalanın aslı sözdedir; geçmişte olsun ve gelecekte, vaat olsun veya başka bir şey, Doğruluğun karşıtı, bir konuda kasıtlı veya kasıtsız olarak gerçeğe aykırı haber veya bilgi vermek anlamlarında da kullanılmıştır. İnsanın en büyük ve en kötü sıfatlarından biri yalan söylemektir. Yaşamınız boyunca a yalanlara maruz kalmışsınızdır ya da içerisinde yer almışsınızdır. Yalan artık günümüzde hayatın bir gerçeği olmuş durumda.
Yalanın bu kadar aşırı söylenmesinin ardından atasözleri ve deyimlerde dillere pelesenk olmaya başladı. En çok söylenende tabi daha çok cümle içerisinde kullanılıyor. “yalan dolan”. Buna da sözlükte “Hile, düzen, dalavere, yolsuz davranış” olarak yer verilmiş. Yalanın kullanımı değişiktir. Kendine istediklerinin peşinden koşarken, kendinden istediklerinin farkına varamaması, bunların arayışına girmemesidir. İnsana lâzım olanlar üzerinde kafa patlatmaktan, gerçekten insan ne demek merak etmemesidir. Karman çorman olmuş kavramlar üzerinde yükselen düşünce yapısından mütevellit hayatı gerçekçilikten uzak yaşamasıdır. Ağır bir sorumluluk getireceği için, kendisiyle yüzleşmekten, kendisini tüm kusurlarıyla kabul edip onları tamir etmekten, bilmeden kendi mükemmelliğinden kaçmasıdır. Bunlar olmadığı sürece yalanın kullanım alanı artıyor.
Gerçeğin aksine yalan kusursuz olmalı ve ortaya çıkmamak adına zaman içinde yeni yalanlarla beslenmelidir. Bu yüzden zeki, empatisi yüksek ve hafızası geniş kişilerin elinde yeterince tehlikeli bir silah haline gelebiliyor. Eskiden yalancının mumu yatsıya kadar yanar denirdi. Ama şimdi iletişimin kolaylaşması, eskiden giz olan şeylerin sıradanlaşması, tüketim eğiliminin tüm hücrelerimize bulaşmış olması, bilgiye ulaşmanın kolaylığı, gerçeğin çoğu zaman ağırlığı ve bu gerçek kaçınılmazlığının kendini kandırma çabalarında yarattığı aşılmaz engeller vs. nedenlerle söylenen veya ortaya atılan yalanlar hemen çözülüveriyor ve gerçekler ortaya çıkıyor.
Eskiden özel hissetmek kolaydı çünkü bilinmezlik denen şey gizemin şıklığıyla işimize geldiği gibi şekillenir, eskiden inanmak kolaydı çünkü etrafımızdakilerden başkalarını bilemezdik fakat artık şunun farkına varıyoruz. Bu can sıkan bir durum haline geldi herkes için. Artık eskisi gibi yalan söylenmiyor. Hemen yalanlandığı için tabi. Yalan söylememenin yolunu nedir biliyor musunuz?
“ Her zaman doğruyu söyle ne dediğini hatırlamak zorunda kalmayasın"