Ecelleri geldiği zaman ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri giderler." (Yunus suresi, ayet: 49)
Yaşayan bütün canlılar arasında sadece insanların bildiği kaçınılmaz son. Hangi kuş biliyor ki, hangi karınca, hangi kedi, hangi aslan biliyor bunu, hangi çiçek veya hangi farkında bunun? Hepimiz bir gün yaşlanacağız akabinde ömrümüz bittikten sonra da öleceğiz. Bundan daha kesin bir önerme olmaz olamaz da. Dünya da tek adil olan tek şeyin herkesin bir gün ölecek olması değil mi? O zaman herkes vakti geldiğinde ölecekse o zaman insanlar özellikle de Şanlıurfa’da yaşayanalar hiç ölmeyecekmiş gibi davranıyor. Oturduğu koltuğu bırakmayanlardan tutunda, servetine sıkı sıkı sarılanına kadar.
Mevlana’nın söylediği sözler arasında önemli yer tutar bu söz. “Hiç ölmeyecek gibi yaşayanlara hayret. Sahip olduklarını sandıkları şeylere, hiç kaybetmeyecek gibi sarılmalarına hayret. Üç günlük dünyayı hem kendilerine, hem de sevdiklerine zehir edenlere hayret. Oysaki aldığın nefes, taşıdığın beden, neyin var neyin yok hepsi emanet”
Ölümü ölmeyi bir an için düşünsenize başka bir boyutta olduğunuzu ve kötü şeylerin sizi sarmasını. Ailenizin yanınızda olmamasını tek başınıza kaldığınız bir yeri her şeyin bomboş olduğunu fark etsenize bir dakikalığına acıların sevinçlerin üzüntülerin aşkların her şeyin dünyevi her şeyin orada son bulduğunu veya ailenizden birinizin vefat ettiğini bir daha kokusunu duyamayacağız. Bırakın kokusu sesini duyamayacağız göremeyeceğiz. Ama hep hayıflanacağız. Keşke diyeceğiz. Keşkeklerin geçmişle ilgili kullanımı hep can sıkıcı olacaktır. Keşke olsaydı da şunu yapsaydık. Çünkü dünyadaki üzüntü veren sözcüklerin en üzüntü verenidir keşke.
Öylesine bağlı olduğunuz birinin sizden uçup gitmesi sadece fotoğraflarda bıraktığı gülümsemeleri hatırladığınızı geçmişi tüm benliyi ile özlediğinizi fakat geri getiremeyeceğinizi bilmenizin ne kadar acı vereceğini tahmin bile edemeyiz. Ölüm nedir sizce ölmek ne hatırlatıyor ölüm bir yok oluş mu yoksa yeniden aslı kendimizin var oluşu mu? Ölüm nedir? Dünyada adaleti sağlama aracı mı yoksa bir daha gelemeyeceğimiz düşünemediğim çok farklı bir şey mi? Hepimizin bir zamanlar olmadığı, doğmadan önceki halimizdir. Bir yüzyıl önce hiçbirimiz yoktuk. "yokuz" diye oturup ağıt mı yakıyorduk? Bir gün hepimiz yok olduğumuzda da oturup "vay biz niye öldük" diye dertlenmeyeceğiz.
Hepimizin bir gün ölecek olması; yaşamımızdaki her anın değerini bilmemiz gerektiği, gereksiz hırslara kapılarak gönül kırmamamız gerektiği ve herkesin zengin, fakir; başarılı, başarısız ölümü tadacağı anlamındadır.
Vay Kurban, Ahmed Arif
Ölüm bu,
Fıkara ölümü
Geldim, geliyorum demez.
Ya bir kuşluk vakti, ya akşamüstü,
Ya da seher, mahmurlukta,
Bakarsın, olmuş olacak.
Bir hastan vardı umutsuz,
Hasreti uykularda,
Hasreti soğuk sularda.
Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri,
İki mavi, kocaman korku çiçeği,
Açar, derin kuyularda…