Tarımın kalbi olan topraklarımız, ne yazık ki her yıl yine aynı sorunla karşı karşıya kalıyor: Anız yangınları. Hasat sonrası tarlalarda bırakılan kuru saplar, birer tehdit haline geliyor; doğayı yakıyor, hava kirliliği yaratıyor ve çiftçimizin emeğini hiçe sayıyor. Bu alışkanlık artık değişmeli.
Anız yakmak, kısa vadede işi kolaylaştırsa da uzun vadede toprağın verimini düşüren, çevremizi kirleten büyük bir yanlıştır. Toprakta yaşayan canlıları, mikroorganizmaları yok eder, toprağın nefes almasını engeller. Üstelik çıkan yangınlar, birçok kez kontrol dışına çıkarak çevreye ve insan hayatına zarar verir.
Çiftçilerimiz işinin en iyisini yapmak istiyor ama bazen bilgi ve bilinç eksikliği zarar veriyor. Artık tarımda modern yöntemlere yönelmek, anızları kontrollü bir şekilde işlemek ve çevreye saygılı olmak şart. Sap kıyıcılar, saman makinaları gibi araçlar işimizi kolaylaştırırken, doğaya zarar vermememiz mümkün.
Denetimlerin artması ve cezaların caydırıcı olması önemli ama asıl değişim, biz çiftçilerin, üreticilerin bilinçlenmesiyle gerçekleşir. Her birimiz topraklarımızın değerini bilmeli, doğayla uyum içinde üretmeli ve gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakmalıyız.
Unutmayalım ki; toprak bizim en büyük hazinemiz. Ona zarar verirsek, kendimize zarar veririz. Anız yangınlarına “dur” demek, sadece bugün değil, yarınlar için de kazanmak demektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: