İstanbul... Türkiye’nin kalbi, en kalabalık şehri, tarih boyunca nice medeniyete ev sahipliği yapmış kadim şehir. Ama aynı zamanda, fay hatlarının üzerinde duran ve her an büyük bir sarsıntıyla yüzleşme riski taşıyan bir şehir. Ve iki gün önce bu risk, bir kez daha gerçeğe dönüştü. 6.5 büyüklüğündeki depremle İstanbul bir kez daha sarsıldı. İnsanlar panik içinde sokaklara döküldü, evlerine giremedi, geceyi parklarda, okul bahçelerinde geçirdi.
Deprem, İstanbul’u sarsmakla kalmadı; tüm Türkiye’nin yüreğini hoplattı. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu sarsıntılar sadece İstanbul’la sınırlı değil. Türkiye’nin dört bir yanında, her şehirde, her ilçede bir deprem potansiyeli taşıyoruz. Ve işte tam da bu yüzden, İstanbul’daki depremin ardından gözler hemen Şanlıurfa’ya çevrildi: Peki, Şanlıurfa depreme hazır mı?
Sessiz Ama Tehlikeli: Şanlıurfa’nın Deprem Gerçeği
Şanlıurfa, fay hatlarına İstanbul kadar yakın değil belki. Ama bu, tehlikenin olmadığı anlamına gelmiyor. Yerbilimciler, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin de zaman zaman büyük depremler üretebileceğine dikkat çekiyor. Şehir merkezinde ve ilçelerde yüzlerce eski yapı hala ayakta. Beton kalitesi düşük, mühendislik hizmeti almamış binalar hâlâ insanlarımıza ev oluyor. Peki bu binalar, 6.5 büyüklüğündeki bir sarsıntıya dayanabilir mi?
1999 Marmara Depremi sonrası çıkan yapı yönetmeliği birçok il için bir dönüm noktasıydı. Ancak ne yazık ki, Şanlıurfa’daki yapıların büyük kısmı bu yönetmeliğe göre inşa edilmedi. Yeni binalar inşa ediliyor elbette, ama geçmişten kalan, özellikle 80’li ve 90’lı yıllarda yapılan binaların durumu endişe verici. Bu binalar, adeta birer beton tabut gibi sessizce duruyor.
Vatandaşların Ortak Sesi: “Deprem Olmadan Önlem Alın!”
Şanlıurfa halkı tedirgin. İstanbul’daki sarsıntıdan sonra birçoğu aynı soruyu soruyor: “Biz hazır mıyız?” Vatandaşların en büyük isteği, yetkililerin harekete geçmesi. “İllaki bir deprem mi olması gerekiyor?” diyen insanlar, daha fazla can yanmadan, bir an önce önlem alınmasını istiyor.
Bu şehirde yaşayan herkes, çocuklarını okula yollarken, geceleri uyurken, işine giderken bir güven içinde olmak istiyor. Ama maalesef mevcut tablo bu güveni vermiyor. Vatandaşlar, riskli olduğu bilinen binaların yıkılmasını, yeniden ve sağlam bir şekilde yapılmasını talep ediyor. Çünkü hiçbir bina, bir insanın hayatından daha değerli değil!
Yerel Yönetimlere ve Yetkililere Çağrı: Vakit Kaybetmeden Harekete Geçin!
Uzmanlar da aynı fikirde. Şanlıurfa’da bir an önce yapı envanteri çıkarılmalı. Hangi binaların risk taşıdığı tespit edilmeli. Kentsel dönüşüm sadece bir tabelada kalmamalı, sahaya yansıtılmalı. Halk, deprem konusunda bilinçlendirilmeli. Okullarda, camilerde, mahallelerde deprem eğitimleri düzenlenmeli. Acil eylem planları oluşturulmalı, tatbikatlar yapılmalı.
Depremden sonra değil, depremden önce harekete geçmek zorundayız. Çünkü doğa affetmez. Bir gün sarsıldığımızda “Keşke” demek istemiyorsak, bugünden plan yapmalı, bugünden önlem almalıyız.
İstanbul’dan Gelen Sarsıntının Mesajı Net: Sıra Bizde!
İstanbul sallandı. Bu bir uyarıydı. Ve biz bu uyarıyı görmezden gelirsek, yarın çok geç olabilir. Şanlıurfa, genç nüfusu, tarihi dokusu ve gelişen yapısıyla büyük bir potansiyel taşıyor. Bu potansiyelin yerle bir olmaması için, sağlam zeminler üzerinde sağlam yapılar inşa etmeliyiz.
Unutmayalım ki; deprem öldürmez, ihmal öldürür.
Yorumlar
Kalan Karakter: