Ülkemizde İşsizlik her zaman en başta gelen sorunlarımızdan biridir. Son ekonomik kriz ve ardından gelen salgının da etkisiyle işsizlik iyice arttı. En çok gençlerin etkilendiği bu sorun, artık toplumsal bir yara halini aldı…
15-25 yaş arası her üç gençten biri işsiz.... En büyük zenginliğimizin genç nüfus olduğu ülkemizde gençleri ziyan etmek ne anlama geliyor? Okullar ise gençler zaten eğitemiyor, öğretemiyor, yetiştiremiyor, beceri kazandıramıyor.
Sadece bir üst öğretime geçmek için sınavlarda eleyici, ezberci bilgi hafızlatıyorlar ;iyi ezberleyen, ezberleyemeyeni geçiyor. Sonra gidilen üst okullar da hayata hazırlamaktan uzak bir mantıkla kurgulandığı ve gençleri yeterli bilgi ve beceri ile donatamadığı için diplomalı işsiz yetiştiriyorlar. Bu yüzden eğitim çağındaki gençler okulu bırakıyorlar. Çoğu işsiz kalıyor.
Belli bir beceri eğitimi alamayan çocuklar da, çoğunlukla geçici, güvencesiz işlerde, düşük ücretlerle “boğaz tokluğu” bile olmadan çalıştırılıyorlar… Salgından sonra son iki yılda eğitim tamamen iflas etti! Çocuklar eğitimden uzaklaştılar. Bir an önce tüm eğitim çalışanları ve öğrencileri aşılayıp açılan okulları kapatmamak gerekiyor.
Eğitimi, nitelikli, üretime dönük, bilimsel temellere oturtmadan, gelir dağılımındaki bozukluğu düzeltmeden, sağlıklı bir ücret politikası oluşturmadan, kadınların istihdamı için pozitif ayrımcılık yaklaşımıyla önlemler almadan, “genç” ve “eğitimli” önceliğine dayalı iş alımını teşvik eden önlemler almadan bu sorunu çözemeyiz…
Eğitim ve çalışma alanının dışında kalan çocuklar ve gençler, uyuşturucu ve suç alanlarının tehdidi altında!.. Onların hayatlarının baharında ziyan olmasına izin vermeyelim… Her yıl Gençlik bayramını büyük bir heyecanla kutluyoruz gençlerin ne halde olduğunu bilmeden. Hamaset yapmak yerine gençlerimize sahip çıkalım, eğitim ve işsizlik sorunlarını bir an evvel çözelim.