Bilim ve teknoloji çağında olduğumuz kadar aynı zamanda uzay çağını da yaşıyoruz. Peki biz uzay çağı hakkında ne kadar bilgiye sahibiz?
Uzay teknolojisi ile uzaya yolculuk 1957'den başlamış olup insanoğlunu günümüze kadar bilimde ilerletmiştir. Özelikle Uzay hakkında çalışmaları ile Çin, Japonya, Rusya, Fransa, ABD gibi ülkeler bu konuda daha büyük etkiye sahiptir. Her ülkenin kendi uzay araştırma kuruluşu vardır ama içlerinde en donanımlısı NASA'dır. ABD'ye ait olmasına karşın NASA, diğer ülkelerle de ortak çalışmaktadır.
Örneğin ortalama 225 milyon km. uzaklıktaki Mars'a gönderilen İnsight uzay aracı gibi. Aracın yapımında Almanya, Fransa ile ortak çalışılmıştır. Ayrıca gönderilen bu uzay aracı, marsı kolonileştirme projesinin adımlarından biridir.
Sadece bugün NASA'nın merkez binasında uzay ortamında binlerce bitki, sebze yetiştirilmekte olup ve deneyler yapılmaktadır. Gelecekte Mars'a yolculuk için inşa edilecek koloni çizim projeleri üzerinde çalışma yapılmaktadır.
Öte yandan Çin de uzaya araç gönderebilen 3. ülke olmasının yanı sıra Ay'a uzay istasyonu kurmayı planlayan ve 2020'de Mars'a uydu aracı göndermeyi planlamaktadır.
Gözümüzü açıp gökyüzüne bakmalıyız derim. Uzaya gönderilen binlerce araç ve gönderilen büyük teleskopların keşfettiği milyonlarca gezegenler, galaksiler, yıldızlar... Bunlar boşa bulunan ve boş yapılan şeyler değildir.
Ülkemizde ise TÜBİTAK ile başlayan Rasat, Göktürk, Türksat uyduları gibi araçlarımız vardır. Ancak bunlar ülkemizin konumu açısından önemli olup uzay teknolojisi açısından yeterli değildir. Öyle ki yukarıda bahsettiğim diğer uzay araştırmalarını ve çalışmalarını dikkate alırsak ve buna yönelik diğer ülkelerle karşılaştırma yaparsak Türkiye'nin uzay yarışında ne kadar geride olduğunu daha iyi anlarız.
Toplumumuzda ise uzaya ilgi duyulmamakta, insanlar birlikte okuyup araştırma zahmetine bile girme tenezzülü göstermemektedirler. Hem yetersiz teknoloji hem de yetersiz eğitimin olması işin zorluğuna ayrı bir zorluk katmaktadır.
Öte yandan yakın zamanlarda gelişen ve gezegenimizden 53 milyon ışık yılı uzaklıkta olan Başak (Virgo) takım yıldızındaki M87 Galaksi'sinin merkezindeki süper kütleli kara deliğin fotoğrafı çekildi ve dünyanın farklı bölgelerinde yer alan 13 teleskop kullanıldı. Yaklaşık 200 kişiden oluşan bir bilim ekibi, bu 13 teleskopu M87 galaksisi yönüne çevirip 10 gün boyunca kara deliği saptayabilmek umudu ile merkezini gözlemiştir. Bu teleskoplar radyo teleskoplarıdır. Örneğin, sadece 8 radyo teleskopunu kullanarak İstanbul’da bir kafede otururken Pekin’e baksaydınız Çin’in başkentinde elinde akıllı telefonu ile bir şeyler okuyan sıradan birinin ekranındaki harfleri tek tek okuyabiliriz.
Velhasıl toplumumuzdaki insanlarımızın çoğu, bunu basit bir şeymiş gibi hafife almaktadır. Üstelik bunu mizahi capsler yaparak önemseme gereği duymamaktadırlar. Özellikle bazı büyüklerin ve hocaların "Oralarda hayat yok.. Boşuna çabalıyorlar.. Onca para.. vb." gibi ifadeleri kullanmaları sorun teşkil etmekte ve gelecek nesillerimizin uzay bilimi konusunda kendilerini geliştirmeleri için engel teşkil etmesi ise apayrı bir problemdir.
İstikbal göklerdedir anlamını kavrayıp yukarı bakmalı, Türkiye ve toplumunu uzay biliminde bilinçlendirmeli ve uzay rantında sağlam adımlarla ilerleyip diğer ülkeler ile aynı seviyeye gelmeliyiz.
Gelecekte başlayacak olan uzay madenciliği ise konunun ehemmiyetini daha iyi ortaya koymaktadır.