Dünyada salgınlar, depremler, yangınlar gibi afetler derken, artık hayat yaşanılmaz hale geldi. Hayat zor iken, daha da karmaşık halde, en çok zarar işsizler, evsizlere vurmakta.
Korona salgınında dünyadaki tahribatı büyük bozulan ekonomiler, sağlık sistemleri, ertelenen kültür ve etkinlikler vb. diye gider. İnsanlara evde kalın deniliyor. Evet kalın ama bu insanlara yardım edilmesi gerekiyor. Faturalar, ödemeler, kira kontratları gibi. Evet yardımlar oluyor ama bu yeterli değil.
Bazı ülkelerde vatandaşlara işsizlik ücreti, elektrik, mobil fatura gibi birçok hizmet ücretsiz oldu. Aynı zamanda tam tersi olan ülkeler de var. Ancak bizde öyle olmadı. Salgınla birlikte fiyatı yükselen maske, kolonya ve makarna gibi birçok gıdaların yanında fırsatçılık yapılması bunun örneği. Sadece 2 günlük yasakta insanlarda ekmeksizlik telaşı oldu. Tabi burada insanların da hatası var.
Gelelim operatörlere… Operatörler ise sadece TAG atmayı, reklam yapmayı başarabildiler. Ki en iyi yaptıkları şey, bu zaten! "Evekal" yok "Hayat eve sığar" gibi TAG'lar yerine, vatandaşların mobil faturaları, ne ücretsiz yapıldı ne de indirim yapıldı. Bunun yanında insanlara ücretsiz internet kolaylığı bile verilmedi. Bu insanlar evde sevdikleri ile iletişim halinde olsunlar fikri akıllarında olmadı.
Operatörler, faturasının gününü geçiren herkesin faturasını kısıtlıyor. Geçen zamanlarda Twitterda bir genç arkadaş hesabında, "Vodafone'nin çağrı merkezinde çalıştığını, şirketin bize koronavirüs salgınından dolayı izin vermediğini, daha baskı yaparak çalışma saatlerini arttırdı" diyerek paylaşımda bulunmuş. Hemen sonraki paylaşımında ise şirket paylaşımından dolayı hemen işine son vermiş.
İşte bunların insanların halinden anladığı bu maalesef. Sonuç olarak 4.5 G ile ne hayata bağlanabildi ne de 5G ile hayat kurtarılabildi. Yani hayata bağlan demekle hayata bağlanılmıyor. Veya hayat eve sığar demekle sığılmıyor.
Renklere kanmamak gerekiyor. Çünkü her şey maalesef laf olmuş bu zamanda…