Değerli okurlarım daha önceki birinci, ikinci ve üçüncü yazımda Şanlıurfa’nın tarihine giriş yaptıktan sonra kültürel tarihine de giriş yaptım. Bugünkü yazımda kültürel değerlere kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Bu haftaki yazımda Göbeklitepe’den bahsetmek istiyorum.
Göbeklitepe’de yapılan kazılarda, yerleşik yaşama geçişle ilgili mevcut bilgileri alt üst edecek buluntular ortaya çıkmıştır. Göbeklitepe; M.Ö. 10.000 günümüzden 12.000 yıl öncesine tarihlenen çanak çömleksiz Neolitik Döneme ait bir inanç merkezidir. 80 dönümlük alana sahip olan ören yeri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘‘arkeolojik sit alanı’’ ilan edilmiştir.
Şanlıurfa İl Merkezi’nin 17 km doğusunda Örencik (Karaharabe) Köyü’nün 3 km kuzeydoğusunda yer alan Göbeklitepe; adını bölgede bulunan taş yatır mezardan (ziyaretten) almaktadır.
Göbeklitepe yerleşiminin özelliğini anlamak için öncelikle Neolitik Dönem hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Neolitik dönem; Paleolitik ve Mezolitik dönemlerden sonra gelir. Neolitik; “Yenitaş” anlamına gelmektedir. Bu döneme “Cilalı Taş Devri” de denir.
İnsanoğlu ilk kez, Neolitik Dönemde doğa ile olan ilişkisini kendi lehine çevirerek, avcılık ve toplayıcılık ile birlikte tarıma da yönelmiştir.
Göbekitepe’de bugüne kadar ortaya çıkartılan ve insanı sembolize eden ‘‘T’’ şeklindeki taş steller üzerindeki boğa, aslan, kurt, domuz, turna kuşu, leylek, ördek, akbaba, örümcek, akrep ve yılan gibi çeşitli hayvan kabartmaları dünyanın en eski plastik sanat eserleri olarak insanların ilgisini çekiyor. Kazılarda bulunan çeşitli heykeller ise; Göbeklitepe’nin ‘‘dünyanın en eski heykel atölyesi’’ olduğunu gösteriyor
Sağlıcakla kalın…