2020 tüm dünya için zor bir yıldı. Türkiye özelinde bakılacak olunursa ekstradan başımıza gelen bazı felaketlerle birlikte dünya ortalamasından daha zor bir yıl geçirdiğimizi söyleyebiliriz. 2019'un sonlarında Çin’de ortaya çıkan virüs yavaş yavaş tüm dünyaya yayıldı. Nihayetinde mart ayının ortalarında Türkiye’de ilk corona virüs vakası tespit edildiği bildirildi. 2020'nin zorluklarından bahsederken ilk olarak bu virüsten bahsediyoruz ama bunun dışında da hem ülkemizde hem dünyada bir takım felaketler ardı ardına sıralandı desek yeridir. Bugün 2021'e sayılı günler kala unutkan hafızamızı tazelemenin tam da sırası olduğunu düşünüyorum.
2020'de ki ilk felaket Avustralya'daki orman yangınları idi. Bu yangınlar 2019'dan başlamıştı ve 2020 yılında da devam etti. Bu yangınların sonunda 28 insan ve yaklaşık 1.25 milyar hayvan hayatını kaybetti. 8 milyon hektarlık bir alanı kapsayan bu yangınlarda yaklaşık 2500 civarı ev kullanılamaz hale geldi.
Bir diğer felaketimiz ise İranlı general Kasım Süleymani'nin ABD tarafından öldürülmesiydi. Bu durum iki ülke arasındaki ipleri iyice germekle beraber savaş tehditlerini havada uçurdu. Türkiye’nin komşu ülkesi olan İran’daki bu karışıklık ve ABD ile aralarındaki diplomatik savaş günlerce konuşuldu ve tartışıldı.
Daha sonra yine İran’da Ukrayna havayollarına ait yolcu uçağı düşürüldü. Bunun sonucunda 176 kişi hayatını kaybetti. Önce uçağın arızalandığı belirtilirken daha sonra İran tarafından yanlışlıkla vurulduğu kabullenildi.
Ocak ayının daha sonuna gelmeden can evimizden bir felaketle sarsıldık. 24 Ocak 2020’de merkez üssü Elazığ olan 6,5’lik bir deprem gerçekleşti. 41 kişi bu depremde hayatını kaybetti. Evsiz kalanlar, yaralananlar ve yine sonradan fark ettiğimiz ihmaller zinciri…
Bir sonraki felaket dünya olarak ne kadar geride kaldığımızı insanlığımızı sorgulatan bir felaketti. ABD’de George Floyd adında bir siyahi gencin ırkçı bir tutumla gözaltına alınırken hayatını kaybetmesi.. Başta ABD olmak üzere tüm dünya ayaklandı ve ırkçılık karşıtlığına dair sloganlar atıldı. Ancak George ölmüştü ve hala içimizde birileri eline fırsat geçtiğinde bunu ve benzerini belki de daha fazlasını yapacaktı…
Tarihler 5 Şubatı gösterirken televizyon kanalları Van’da bir minibüsün üzerine çığ düştüğü haberiyle çalkanıyordu. Minibüsteki iki kişiyi kurtarmak için giden ekiplerinde üzerinde ikinci çığ düşünce sonuç tam bir felaket oldu. 11 asker 9 korucu 2 itfaiye erinin de içinde bulunduğu 41 kişi hayatını kaybetti.
27 şubat 2020..Rusya destekli Suriye silahlı kuvvetleri İdlip’teki Türk silahlı kuvvetlerine bağlı taburlara saldırı düzenledi. 34 asker şehit düşerken 36 asker yaralandı. Bu olay ülke olarak 2020 felaketleri deyince aklımıza gelen ilklerden biri oldu.
Devamında Doğu Afrika’da çekirge istilası yaşandı. Bölgede yaşayan çiftçiler ürün yetiştirememe tehlikesi yaşatan bu istila bir diğer korkutucu dünya felaketi olarak hafızalarımıza kazındı.
Pakistan Uluslararası Havayolları’na ait uçak yerleşim alanına düştü. 22 Mayıs tarihinde yaşanan uçak kazasında 97 kişi hayatını kaybetti.
27 Temmuz tarihinde yaz ortasında İstanbul’a yaklaşık 15 dakika boyunca dolu yağdı. Şiddetli yağmurla birlikte gerçekleşen yağışta çok sayıda ev, işyeri ve araç zarar gördü.
4 Ağustos tarihinde Beyrut Limanı’nda 2 bin 750 ton amonyum nitratın patlaması nedeniyle 182 kişi yaşamını yitirirken, 6 binden fazla insan yaralandı. Patlamadan sonra Lübnan Enformasyon Bakanı Menal Abdussamed istifa etti.
9 Ekim tarihinde Hatay’ın Belen ilçesinde meydana gelen yangın ormanlık alanda başladı. Daha sonra Arsuz ve İskenderun ilçelerine sıçradı. Sonunda kontrol altına alınan yangının “ateşin çocukları insiyatifi” adlı örgüt tarafından çıkarıldığı iddia edildi.
30 Ekim tarihinde İzmir’in Seferihisar ilçesinin 17 kilometre açığında 6,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, Ege ve Marmara bölgelerinde hissedildi. İzmir’deki depremde ise 114 vatandaşımız yaşamını yitirirken, yaklaşık 1000 vatandaşımız yaralandı.
Felaketler bu şekilde devam etti. Daha buraya sığdıramadığım çok sayıda acı olayı ülke olarak yaşadık. Hayvanlara işkence, çocuk istismarı, kadına şiddet, işsizlik ve liyakatsizlik gibi kronik kadrolu sorunlarımız devam ederken biz bu felaketleri yaşadık. Peki değişen ne oldu? 2020 bitsin de ne olursa olsun diyoruz da acaba 2021’de depremler için daha fazla önlem mi alınacak? Yoksa hayvan hakları yasası mı çıkacak? İçinde bulunduğumuz savaş çemberi sona erecek mi? Öğretmenlerimiz atanacak mı? Antidemokratik tutumlar son bulacak mı? Dünya’da ırkçılık bitecek mi? İşsizlik, ekonomik sorunlar, intihar eden insanlar..? Bu sorularının hiçbirine hiç kimse net cevap veremiyor veremez de.. Amacım kimseyi ümitsizliğe itmek değil ama düşünelim istiyorum. NE YAPMALIYIZ? NE YAPMAMALIYIZ?
Yeni yıl ülkemize ve dünyaya önce sağlık sonra huzur ve adalet getirmesi dileğiyle iyi seneler…