Bağımlılık derecesine gelen ekran süresine dikkat!

TAKİP ET

Teknoloji günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olurken beraberinde ise birçok sıkıntıya yol açabiliyor. Konuyla ilgili konuşan Psikolog Fatih Genç, gençlere tavsiyelere yer verdi.

Akıllı telefonlar ve teknolojik erişim rahatlığı, Pandemi sürecinin ardından hayatımızın başköşesine yerleşti. Vazgeçilmez bir iletişim aracı durumunda olan telefon, tablet, bilgisayar, televizyon bağımlılık haline geldi.

Sosyal medya ve akıllı telefonların hayatımızdaki yeri her geçen gün büyürken, 'telefon bağımlılığı' konusunda hem tıbbi hem de toplumsal bir tartışma büyük bir hız kazandı.

Ekrana fazla maruz kalmak tıbbi, psikolojik ve sosyal açıdan birçok olumsuz sonucu buluuyor. Bunların başlıcaları ise;  beyin yorgunluğu, baş ağrısı, göz kuruluğu, dikkat ve hafıza problemleri, uyku problemleri, stres ve yorgunluk hissi, erteleme davranışları, insan ilişkilerine, eş ilişkilerine zarar verebilir.

Eylemsizliğin insanı sıkıntıya ve mutsuzluğa, sıkıntı ve mutsuzluk da insanı ekran kullanımına sevk ettiği yönünde Urfa Değişim mikrofonlarına açıklamalarda bulunan Psikolog Fatih Genç, Öncelikle planlı, programlı bir yaşamı tavsiye ederek özellikle de en çok ekran kullanılan saatlerde farklı programlar yapılmasının ekranda vakit geçirilme oranını düşürebileceğini söyledi.

“EKRAN KULLANIMININ İKİ AMACI VARDIR”

Ekran kullanımının amaca yönelik ve amaçsız olarak ikiye ayrıldığı yönünde açıklamalarda bulunan Psikolog Fatih Genç, “Bir insan işi gereği de ekranlarla iç içe olmak zorunda olabilir, bunda bir sıkıntı yoktur. Problem olarak gördüğümüz amaçsız ve işlevsiz olarak yoğun kullanmak. Bunun da bana göre iki temel sebebi var. Birincisi ekran kullanımının işlevsel olmayan bir duygu düzenlemeye hizmet etmesi. Yani psikolojik bir kaçış gibi düşünebilirsiniz.

Peki neyden kaçıyoruz? İstenmeyen duygulardan, yapılması gereken işlerden, ödevlerden, sınavlardan, ilişkilerden vs. Yani bize sıkıntı veren, deneyimlemek istemediğimiz, farkında olduğumuz ya da olmadığımız birtakım duygulardan kaçınma işlevi görüyor ekran kullanımı. Bu hisler geçmişteki travmatik deneyimlerimiz ya da günümüz yaşantısının stresiyle ilişkili olabilir.” dedi.

“KİŞİYE HAZ VEREN EYLEM TEKRARLADIKÇA BAĞIMLILIK YAPAR”

Psikolog Genç, “Ekran kullanımı kısa vadede bu sıkıntıyı azaltıyor, bir nevi uyuşturuyor, ama uzun vadede sıkıntının daha da artmasına sebep oluyor. Çünkü ertelediğimiz işler orada duruyor, üstüne gitmediğimiz problemler daha da karmaşık hale gelip sorun olmaya ve kaçtığımız hisler daha da büyüyerek gelmeye devam ediyor.

İkinci sebepse beynimizle alakalı. Kişi telefonda takılırken beyindeki ödül merkezi mutluluk hormonu olarak adlandırılan dopamin isimli bir nörotransmitter salgılıyor. Kişi haz veren bu eylemi sıklıkla tekrar ettikçe tıpkı madde kullanımında olduğu gibi bağımlılık gelişiyor. Yani şu an toplumun büyük bir kısmında, özellikle de genç nesilde ekran bağımlılığı söz konusu” ifadelerine yer verdi.

“EKRAN KULLANIMI BAŞLI BAŞINA BİR SORUN VE TEDAVİ GEREKTİRİYOR”

Yüksek oranda ekrana maruz kalmanın tıbbi, psikolojik ve sosyal açıdan birçok olumsuz sonucu olduğu yönünde konuşan Genç, “Bunlardan başlıcalarına örnek verecek olursak; beyin yorgunluğu, baş ağrısı, göz kuruluğu, dikkat ve hafıza problemleri, uyku problemleri, stres ve yorgunluk hissi, erteleme davranışları, insan ilişkilerine eş ilişkilerine zarar vermesi vs. Ama en önemlisi de bağımlılığa yol açabilmesi. Çünkü bağımlılık geliştikten sonra artık bağımlılığın kendisi başlı başına bir sorun oluyor ve mutlaka tedavisi gerekiyor.

Öncelikle planlı, programlı bir yaşamı tavsiye ederim. Çünkü eylemsizlik insanı sıkıntıya ve mutsuzluğa, sıkıntı ve mutsuzluk da insanı ekran kullanımına sevk eder. Hem gençlerin hem de yetişkinlerin boş vakitlerini işlevsel bir şekilde doldurması ekran kullanım sürelerini otomatik olarak düşürecektir. Özellikle de en çok ekran kullanılan saatlere farklı programlar yapılması gerekir” tavsiyelerinde bulundu.

“BİR TAM GÜN HİÇ EKRAN KULLANMAYARAK EKRAN ORUCU TUTABİLİRSİNİZ”

Zaman zaman teknoloji detoksu yapılabileceğini vurgulayan Psikolog Fatih Genç, “Haftanın belirli günleri tam gün boyunca hiç ekran kullanmayarak adeta ekran orucu tutabilirsiniz. En başta zorlayıcı olsa da uzun vadede faydalarına inanamayacaksınız. Evde ekranla ilgili belirli kurallar koyulabilir, kişi bireysel olarak da kendine kurallar koyabilir. Örneğin yemek masasına, tuvalete, yatak odasına ekran girmeyecek, belli bir saatten sonra ekran kullanılmayacak gibi.

Yalnız küçük yaş grubundaki çocukların ekran kullanımı ebeveynleri tarafından kontrol edilmeli, kontrol asla çocuğa bırakılmamalı. Çocuklar kendileri için doğru ya da yanlış olanı ayırt edemez. 2 yaşa kadar ekran süresi sıfır olmalı. 2 yaşından sonra da ergenliğe kadar günlük maksimum yaşı çarpı on dakika kadar ekran verilebilir. Yalnız süreyle beraber çocuğun maruz kaldığı içerik de ebeveyn kontrolünde olmalıdır. Alınan önlemlere rağmen kontrol sağlanamayan durumlarda mutlaka uzman desteği alınmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

Psikolog Fatih Genç Ekran kullanımı nörotransmitter Şanlıurfa