Doğal afet ve savaşlar gıdaya ulaşımı zorlaştırıyor!

TAKİP ET

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Şanlıurfa İl Temsilcisi Berat Melik, dünya üzerinde oluşan savaş ve doğal afetlerin insanların gıdaya erişimini zorlaştırdığını aktararak uyarılarda bulundu.

Melik, özellikle pandemi, Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, deprem, sel ve şimdide İsrail ile Filistin arasında yaşanan savaşın gıdaya erişimin her geçen gün zor hale getirdiğinin altını çizdi. Bununla birlikte gıdaya ulaşımı zorlaştıran en temel olgu ise savaş ve doğal afetler oldu.

“DOĞAL AFET VE SAVAŞLAR GIDA KRİZİNE YOL AÇIYOR”

İklim değişikliği, özellikle son yıllarda insan eliyle “kriz” haline dönüştürülerek, aşırı yağışlar, su baskınları, can kayıpları, aşırı sıcaklar, kuraklık olarak dünya ülkelerinin gündeminde sıkça yer alıyor. İçilebilir su kaynaklarının ve tarımsal üretimin hızla azalması, yönetenler tarafından sorun çözücü tarım, gıda ve su politikalarının oluşturulmaması, gelecek için duyulan endişeleri artırıyor.

“BU SORUNLAR GIDA KRİZİNE YOL AÇACAKTIR”

Gıda Mühendisleri Odası Şanlıurfa İl Temsilcisi Berat Melik, yetkili ve vatandaşlar tarafından bilinçsizce kullanılan ve son 10 yılda artan etkilerini yaşamakta olduğumuz iklim değişikliği, su kaynaklarının kirlenmesi, ormanların, sulak alanların ve çevrenin tahrip edilmesi, tarım alanları ve meraların amaç dışı kullanılması, artan nüfus, mülteci akını gibi sorunların yakın gelecekte su krizine, toprak kıtlığına ve dolayısıyla gıda krizine neden olacağını söyledi. 

“KARNINIZ AÇSA, İÇECEK SUYUNUZ YOKSA SON MODEL ARABANIZIN HİÇBİR ÖNEMİ YOKTUR”

Özellikle Covid-19 salgınında dünyaya gıdanın stratejik önemini bir kez daha ispatlandı.  Tedarik kanallarında yaşanan aksamalar, “Kendi Kendini Besleyen Ülke” olmanın hayati önemini gözler önüne serdi. Karnınız açsa, içecek suyunuz yoksa son model arabanızın, elektronik cihazların hiçbir kıymetinin olmadığını, pandemi döneminde hepimiz yaşayarak öğrenmek zorunda kaldık.

“HİÇBİR ÇOCUĞUN YATAĞA AÇ GİRMEDİĞİ GÜNLERİN, MAALESEF BAŞKA BAHARA KALDIĞINI GÖRÜYORUZ”

Dünya genelinde artık açlığın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Melik, Ne acıdır ki, 21.yüzyılda bu gerçeği tecrübe eden ülkeler, pandemi biter bitmez Ukrayna-Rusya savaşının çıkmasına göz yummuş, geçen hafta da Filistin-İsrail savaşının yeniden başlamasına engel olmamıştır. İklim değişikliğinin sebep olduğu ciddi sorunların çözümü için hızlı adımların atılması gerekirken, savaşlar çıkıyor, küresel çıkar çatışmaları büyüyor, gelir adaletsizliği artmaya devam ediyor, çocuklarımız, gençlerimiz sağlıklı beslenemiyor, gelecek planları yapamıyor. Birleşmiş Milletler öncülüğünde, 193 ülkenin 2019 yılında imzaladığı “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”ndan SIFIR AÇLIK, 2030 için ulaşılabilir olmaktan çok uzaktadır. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği günlerin, maalesef başka bahara kaldığını görüyoruz” dedi.

“OKUL ÇAĞINDAKİ ÖĞRENCİLER SAĞLAM BESLENEMEDİKLERİ İÇİN İLERDE HASTALIKLAR ORTAYA ÇIKABİLİR”

Gıdaya ulaşımda yaşanan sorunlarla birlikte ileriki süreçlerde gençlerde ciddi hastalıkların baş göstereceğini belirten Melik şu ifadeleri kullandı: “Dünyadaki savaşların ve ülkemizin de bu savaşlardan etkilenmesinden kaynaklı gıda fiyatlarında inanılmaz bir enflasyon ortaya çıkıyor. Dar gelirli vatandaşlar gıdaya ulaşımda büyük sıkıntılar yaşıyor. Toplumun her genelinde adaletli bir dağılma olmuyor. Özellikle ücretli çalışan kesimler artık gıdaya ulaşımdan feragat ediyorlar. Şu anda öğrencilerde daha doğrusu Türkiye'de mesela okul çağındaki öğrencilerin büyük bir kesimi kahvaltı yapmadan ya da okul süresince kantinden bir şey alamadan gıda tüketmeden o süreyi geçiriyor. Sağlıklı ve dengeli beslenemeyen nesillerin de ileriki süreçlerde büyük hastalıklara sebebiyet vereceği düşünülüyor. Dünyada olan gelişmelerin Türkiye'yi daha yakından etkilediğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“EN KALİTELİ BUĞDAYIN BURADA YETİŞMESİNE RAĞMEN ‘TAŞ GİBİ EKMEK’ YİYİYORUZ”

Ekmeklik buğdayda Türkiye’nin büyük bir bölümünü karşılayan Şanlıurfa’da kaliteli buğdayın üretilmesine rağmen kalitesiz ekmeğin tüketildiğini belirten Melik daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü, “En kaliteli buğdayın yetişmesi Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) başlı başına birkaç farklı yerde bulunan tarımsal üretim çiftlikleri aslında, çok büyük ve verimli arazileri var. Tabi bu topraklardan ne kadarı değerlendiriliyor ne kadar ekip biçiliyor bu tartışılır. İlimizde de özellikle buğday üretiminde Mezopotamya bölgesi Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ve Gaziantep bölgesi buğdayın Ata tohumlarının yetiştirildiği bir bölge, Şanlıurfa ekmeklik buğday üretiminde Türkiye'de önemli bir yere sahip, yalnız en kaliteli buğdayı üretmemize rağmen ekmeğin işlenme aşamasındaki bazı eksikliklerden kaynaklı örneğin mayalanma aşamasından ürünün daha sonraki raf ömründe 1 veya 5 saat arasındaki raf bölümünde büyük nem kayıplarına sebep oluyor. Bu hatalar ekmeğin nem Kaybından kaynaklı halkın tabiriyle taş ekmek tüketmiş oluyoruz. Kurumların fırıncıları denetleyerek eğitim vermesi gerekiyor” sözlerine yer verdi.

“RANT VE BETON EKONOMİSİ YERİNE ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇİLMELİ”

Yaşadığımız gıda krizinden nasıl kurtulabiliriz? Konusu üzerinden konuşan Melik, rant ve beton ekonomisi yerine üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen “Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları”nı savunmakla ve yaşama geçirmekle mümkün olabileceğini kaydetti.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Şanlıurfa İl Temsilcisi Berat Melik