Dünyanın 6 yıldır un ihracat şampiyonu olmasını sağlayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Eren Günhan Ulusoy ve beraberindekiler Şanlıurfa'ya geldi. Federasyon üyeleri, Buğdayın Anadolu’daki yeri, un ihracatı gibi konuların konuşulması için dünya medeniyet tarihini değiştiren, tarihi M.Ö. 13 bin yıl öncesine dayanan ve buğdayın anavatanı olarak bilinen Göbeklitepe'de buluşmayı tercih ettiler. Toplantı neticesinde Göbeklitepe'ye de dikkat çekmek isteyen Federasyon üyelerinin toplantısına Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri ve Ak Parti MKYK Üyesi Vildan Polat da katıldı.
'Buğday yetiştirmek için yeni alanlara ihtiyaç var'
Un Sanayisi için buğday ekim alanlarına ihtiyaç duyulduğunu belirten "TUSAF Başkanı Eren Günhan Ulusoy, “20 milyar TL büyüklüğe sahip un sanayi sektörü, Türkiye’yi dünya liginde birinciliğe taşıyan nadide sektörden bir tanesidir. Sanayicilerimiz şu anda 160’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor ve dünyanın yüzde 90’ında Türk unu tüketiliyor. Dünya un ticaretinin 3'te 1'ini tek başına gerçekleştiren ve 6 yıldır dünyanın ihracat şampiyonu olmasını sağlayan sanayicilerimiz, 2018 yılında da yeni bir dünya rekoruna imza attılar. 2018 yılında 3.5 milyon ton ihracat gerçekleştirerek Türkiye’nin kasasına 1 milyar 100 milyon dolar girmesini sağladılar. 2019 yılındaki hedefimiz ise 3.6 milyon ton un ihracatı gerçekleştirerek 1 milyar 250 milyon dolar gelir elde edebilmek. Ancak bu hedefe ulaşmak için yeni buğday yetiştirme alanlarına ihtiyacımız var. Buğdayın anavatanı Göbeklitepe, bize un sektöründe ihracat başarısı getiren buğdayın ekim alanlarının çoğaltılması gerektiğini de hatırlatıyor. Türkiye sezonluk ortalama 20-21 milyon ton buğday üretimi kendi kendine yetebilen ve dışa bağımlı olmayan bir ülke konumundadır. Son yıllardaki üretim-tüketim dengesine göz attığımızda ekim alanlarındaki azalmadan kaynaklanan açığın verimlerdeki artış ile kapanabiliyor olmasının yanında, bunun ileriki yıllarda sorun yaratacağı da kuvvetle muhtemeldir. Stratejik açıdan önemi büyük olan buğdayın ekiminin desteklenmesi ve çiftçilerimiz için buğdayın ekimi en cazip ürün seçenekleri arasına tekrar girebilmesi için çalışmaların hız kazanmasını istiyoruz. Buğdayda üretim miktarımızı önümüzdeki birkaç yıl içerisinde mevcudun en az 4'te 1'i kadar artırmamız gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
'Buğdaya borcumuz var'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019 yılını Göbeklitepe Yılı olarak ilan etmesinin daha fazla heyecan yarattığını sözlerine ekleyen Ulusoy, "Bu vesileyle muhteşem tarihi yerle tanışabilmek için buğdayın ana vatanında ağırlamak için herkesi Göbeklitepe'ye davet ettik. TUSAF'ı temsilen birçok kez açıklamalarda bulundum ama hiçbiri beni Göbeklitepe'de olduğum kadar heyecanlandırmadı. Çünkü biz her sunumda Göbeklitepe'den bahsettik ve onun bize olan ilişkisini anlattık ve bugün hep beraber buradayız. Bizim için 6 yıldır ihracata bizi dünya şampiyonu yapan buğdayın ana vatanına doğum yerine ve hepimizin özüne geldik. Bu ziyaret TUSAF'ın aslında buğdaya olan borcu, buğdaya olan ahde vefası. biz bu ahde vefayı gerçekleştirmek için buraya geldik. Buradaki bir köylü bir taş parçasını çöpe atsaydı bugün bizler medeniyetin tarihini değiştiren arkeolojik buluştan haberdar olamayacaktık. O taş parçasını arkeologlar doğru yorumlamasaydı yine burada olmayacaktık. Göbeklitepe'nin önemini dünya bilmeli. Bunun için de bize düşen rol dünya için anlamak ve kavramak için rol ve diğer kuşaklara devretmektir. Türkiye için bu çok önemlidir. Kutsal görevi, herkesin yaşayabileceği bir hale getireceğiz, hem bunu ekonomik, hem de kültürel ve sosyal bir boyut söz konusudur." diye konuştu.
'Buğday yetiştirmek için yeni alanlara ihtiyaç var'
Un Sanayisi için buğday ekim alanlarına ihtiyaç duyulduğunu belirten "TUSAF Başkanı Eren Günhan Ulusoy, “20 milyar TL büyüklüğe sahip un sanayi sektörü, Türkiye’yi dünya liginde birinciliğe taşıyan nadide sektörden bir tanesidir. Sanayicilerimiz şu anda 160’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor ve dünyanın yüzde 90’ında Türk unu tüketiliyor. Dünya un ticaretinin 3'te 1'ini tek başına gerçekleştiren ve 6 yıldır dünyanın ihracat şampiyonu olmasını sağlayan sanayicilerimiz, 2018 yılında da yeni bir dünya rekoruna imza attılar. 2018 yılında 3.5 milyon ton ihracat gerçekleştirerek Türkiye’nin kasasına 1 milyar 100 milyon dolar girmesini sağladılar. 2019 yılındaki hedefimiz ise 3.6 milyon ton un ihracatı gerçekleştirerek 1 milyar 250 milyon dolar gelir elde edebilmek. Ancak bu hedefe ulaşmak için yeni buğday yetiştirme alanlarına ihtiyacımız var. Buğdayın anavatanı Göbeklitepe, bize un sektöründe ihracat başarısı getiren buğdayın ekim alanlarının çoğaltılması gerektiğini de hatırlatıyor. Türkiye sezonluk ortalama 20-21 milyon ton buğday üretimi kendi kendine yetebilen ve dışa bağımlı olmayan bir ülke konumundadır. Son yıllardaki üretim-tüketim dengesine göz attığımızda ekim alanlarındaki azalmadan kaynaklanan açığın verimlerdeki artış ile kapanabiliyor olmasının yanında, bunun ileriki yıllarda sorun yaratacağı da kuvvetle muhtemeldir. Stratejik açıdan önemi büyük olan buğdayın ekiminin desteklenmesi ve çiftçilerimiz için buğdayın ekimi en cazip ürün seçenekleri arasına tekrar girebilmesi için çalışmaların hız kazanmasını istiyoruz. Buğdayda üretim miktarımızı önümüzdeki birkaç yıl içerisinde mevcudun en az 4'te 1'i kadar artırmamız gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
'Buğdaya borcumuz var'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019 yılını Göbeklitepe Yılı olarak ilan etmesinin daha fazla heyecan yarattığını sözlerine ekleyen Ulusoy, "Bu vesileyle muhteşem tarihi yerle tanışabilmek için buğdayın ana vatanında ağırlamak için herkesi Göbeklitepe'ye davet ettik. TUSAF'ı temsilen birçok kez açıklamalarda bulundum ama hiçbiri beni Göbeklitepe'de olduğum kadar heyecanlandırmadı. Çünkü biz her sunumda Göbeklitepe'den bahsettik ve onun bize olan ilişkisini anlattık ve bugün hep beraber buradayız. Bizim için 6 yıldır ihracata bizi dünya şampiyonu yapan buğdayın ana vatanına doğum yerine ve hepimizin özüne geldik. Bu ziyaret TUSAF'ın aslında buğdaya olan borcu, buğdaya olan ahde vefası. biz bu ahde vefayı gerçekleştirmek için buraya geldik. Buradaki bir köylü bir taş parçasını çöpe atsaydı bugün bizler medeniyetin tarihini değiştiren arkeolojik buluştan haberdar olamayacaktık. O taş parçasını arkeologlar doğru yorumlamasaydı yine burada olmayacaktık. Göbeklitepe'nin önemini dünya bilmeli. Bunun için de bize düşen rol dünya için anlamak ve kavramak için rol ve diğer kuşaklara devretmektir. Türkiye için bu çok önemlidir. Kutsal görevi, herkesin yaşayabileceği bir hale getireceğiz, hem bunu ekonomik, hem de kültürel ve sosyal bir boyut söz konusudur." diye konuştu.