Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, ekolojik yaşam alanı olarak adlandırılan Kaşmer Dağı'nın imara açılması ile ilgili açıklamasından sonra tartışmalar başladı. Kimi rant dedi kimi şehir için intihar dedi. Ulusal basında da yerini alan Karaköprü ilçesine bağlı Kaşmer Dağı'nın imara açılması en çok Balıklıgöl'e zarar verileceği konusunda tartışmalar başladı. Nihat Çiftçi'nin burada yapılacak olan imarın Balıklıgöl'e zarar vermeyeceği açıklamasını Şanlıurfa Şehir Planlamacıları Odası Başkanı Mehmet Selim Açar da onaylayarak bunların sadece söylenti olduğuna dikkat çekti. Ancak buranın imara uygun olmadığını belirten Açar, 20-30 sene sonraki ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu ifade etti.
'Sadece kağıt üzerinde elden ele gezecek tapu kayıtları oluşturacak'
Söz konusu alan ile ilgili sosyal medyada tartışmalar sürerken, Şanlıurfa Şehir Planlamacıları Odası Başkanı Mehmet Selim Açar, konu ile ilgili basın açıklaması yaptı. Selim Açar, Büyükşehir Belediye Başkanımız her ne kadar planlama alanının kentsel gelişim olduğunu ifade etse de alan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına göre özel proje alanıdır. Söz konusu özel proje alanı kent için rezerv konut alanı olarak düşünülmüş ve kentin gelişimi için kamu arazisi olması münasebetiyle önem arz etmektedir. Büyükşehir Belediye meclisince onaylanmış bulunan plan, en erken 20-30 sene sonra ki ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kalacağı tarafımızca açık bir şekilde görülmektedir. Bu alanı kentin mevcut alt yapı götürülemeyen imarlı alanlarına eklemek bu kentin gelecek nesillerine projeksiyon sağlamak değil kağıt üzerinde elden ele gezecek tapu kayıtları oluşturmak olacaktır." dedi.
'Bu plan yapılırken halktan saklanmış'
Açar, "Alanın büyük kısmının kamu arazisi olduğu göz önüne alırsak, halkın arzına sunulacak bir planlamada katılımcı planlama anlayışı dediğimiz halkın ve ilgili STK'ların görüşleri alınarak bu fikirlerin plana dahil edilmesi gerekirken yapılan plan halktan saklanmış katılımcılık ve şeffaflık ilkeleri göz ardı edilmiştir." diye konuştu.
'Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görüşü de olumsuzdu'
"Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden alınan 10 Ocak 2017 tarih 561 evrak kayıt numaralı görüşte kurum görüşü olumsuz olup olumsuz görüşe rağmen bir planın onaylanması imar kanuna aykırılık teşkil eder." diyen Açar, "Biz şehir plancıları, kentin gelişiminin kontrollü bir şekilde belli plan ve projeksiyonlarla etaplanmasından yanayız. Başından beri söylediğimiz gibi bütün kentin 1/5000 ölçekli Nazım İmar planının yapılması gerekliliğini burada tekrar vurgulamak gerekiyor. Aksi halde kentin belli noktalarına parçacıl yaklaşımlarla kent gelişimini sağlamaya çalışmak ileride kenti geri dönülemez çıkmazlara sokacaktır." şeklinde konuştu.
'Ekolojik yaşam alanı denilemez'
Açar, “Son zamanlarda rant odaklarınca isimleri çokça zikredilen Teknolojik Kent, Akıllı Kent, Ekolojik Kent, Çevreci Kent gibi kavramlar kullanılmaktadır. Ekolojik Kent kavramı, enerjisi, üretimi, tüketimi, kaynakları, alt ve üst yapısıyla kendi kendine yetebilen kent anlamına gelmektedir. Bu parametrelerin kaçının bu plan çerçevesinde düşünüldüğü izaha mecburdur. Bir an önce tapu dairesine gönderilmek istenen bu alan için çağdaş şehircilik norm ve kavramlarının kalkan edilmesi ise ayrıca bizi rahatsız etmiştir." ifadelerini kullandı.
'Sadece kağıt üzerinde elden ele gezecek tapu kayıtları oluşturacak'
Söz konusu alan ile ilgili sosyal medyada tartışmalar sürerken, Şanlıurfa Şehir Planlamacıları Odası Başkanı Mehmet Selim Açar, konu ile ilgili basın açıklaması yaptı. Selim Açar, Büyükşehir Belediye Başkanımız her ne kadar planlama alanının kentsel gelişim olduğunu ifade etse de alan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına göre özel proje alanıdır. Söz konusu özel proje alanı kent için rezerv konut alanı olarak düşünülmüş ve kentin gelişimi için kamu arazisi olması münasebetiyle önem arz etmektedir. Büyükşehir Belediye meclisince onaylanmış bulunan plan, en erken 20-30 sene sonra ki ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kalacağı tarafımızca açık bir şekilde görülmektedir. Bu alanı kentin mevcut alt yapı götürülemeyen imarlı alanlarına eklemek bu kentin gelecek nesillerine projeksiyon sağlamak değil kağıt üzerinde elden ele gezecek tapu kayıtları oluşturmak olacaktır." dedi.
'Bu plan yapılırken halktan saklanmış'
Açar, "Alanın büyük kısmının kamu arazisi olduğu göz önüne alırsak, halkın arzına sunulacak bir planlamada katılımcı planlama anlayışı dediğimiz halkın ve ilgili STK'ların görüşleri alınarak bu fikirlerin plana dahil edilmesi gerekirken yapılan plan halktan saklanmış katılımcılık ve şeffaflık ilkeleri göz ardı edilmiştir." diye konuştu.
'Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görüşü de olumsuzdu'
"Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden alınan 10 Ocak 2017 tarih 561 evrak kayıt numaralı görüşte kurum görüşü olumsuz olup olumsuz görüşe rağmen bir planın onaylanması imar kanuna aykırılık teşkil eder." diyen Açar, "Biz şehir plancıları, kentin gelişiminin kontrollü bir şekilde belli plan ve projeksiyonlarla etaplanmasından yanayız. Başından beri söylediğimiz gibi bütün kentin 1/5000 ölçekli Nazım İmar planının yapılması gerekliliğini burada tekrar vurgulamak gerekiyor. Aksi halde kentin belli noktalarına parçacıl yaklaşımlarla kent gelişimini sağlamaya çalışmak ileride kenti geri dönülemez çıkmazlara sokacaktır." şeklinde konuştu.
'Ekolojik yaşam alanı denilemez'
Açar, “Son zamanlarda rant odaklarınca isimleri çokça zikredilen Teknolojik Kent, Akıllı Kent, Ekolojik Kent, Çevreci Kent gibi kavramlar kullanılmaktadır. Ekolojik Kent kavramı, enerjisi, üretimi, tüketimi, kaynakları, alt ve üst yapısıyla kendi kendine yetebilen kent anlamına gelmektedir. Bu parametrelerin kaçının bu plan çerçevesinde düşünüldüğü izaha mecburdur. Bir an önce tapu dairesine gönderilmek istenen bu alan için çağdaş şehircilik norm ve kavramlarının kalkan edilmesi ise ayrıca bizi rahatsız etmiştir." ifadelerini kullandı.