22 Mart Dünya Su Günü olması dolayısıyla Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen su israfı ile ilgili bir açıklama yaptı. Suyun kaynağının sınırsız olmadığını belirten Öztürkmen, "Su üzerine konuşursak dünyada su 1 gram eksilmiyor, döngü ile yer değişiyor ve kirlenince kullanılamıyor. Bugün Dünya Su Günü olunca bir kez daha düşünelim. Dünyanın 3/4’ü sularla kaplı. Acaba bu su çok mu? Su kaynaklarının ancak yüzde 1,76’sı tatlı su olarak kullanılmaya elverişlidir ve bunu sadece yüzde 0,3 kısmı yüzey suları olarak kullanılıyor. Yeraltı sularımız ise yüzde 0,8 kadardır. Demek ki kullanılabilir suyumuz çok fazla değilmiş. Ülkemize gelecek olursak, yılda ortalama yağış kaynaklı 643 mm ile Yıllık Yağış Miktarı: 501 milyar m3/yıl, Kullanılabilir Yüzey suyu: 98 milyar m3/yıl, Yer Altı Su Potansiyeli: 14 milyar m3/yıl ve Kullanabilir Toplam Su Potansiyelimiz 112 milyar m3/yıl dır. Bu suyun yüzde 74’ü tarım, yüzde 11’i sanayi ve yüzde 15’i içme - kullanma suyu olarak kullanılıyor. Tarım sektöründen sağlanacak yüzde 1'lik tasarruf, Sanayi sektöründe yüzde 6.6 ya İçme ve kullanmada ise yüzde 4.9 a karşılık geliyor. O yüzden Su tasarrufu her alanda olmalı ve en fazla tarımda yapılmalıdır." dedi.
'Su fakiri ülke oluyoruz'
2030 yılında su bakımından Türkiye'nin fakir olacağını söyleyen Ali Rıza Öztürkmen, "Bugün Lübnan'da kişi başına su miktarı bin 300 m3, Asya Kıtasında kişi başına su miktarı 3 bin m3 , Almanya'da kişi başına düşen su miktarı 6 bin m3, Amerika'da 24 bin, Asya'da 9 bin 300, Avrupa'da 5 bin ve Afrika'da 3 bin 400 m3 düzeyindedir. Dünyada yıllık kişi başına su tüketimi bin 500 m3 altına düşülürse su kıtlığı yaşayan anlamına geliniyor. Türkiye, kişi başına yaklaşık 1.430 m3/yıl ve su zengini olmayan bir ülkedir. 2030 yılında nüfusumuz 100 milyon olursa kişi başına düşen su miktarımız 1.000 m3 olacak ki su fakiri ülke oluyoruz. Ülkemizde artan nüfus oranı düşünüldüğünde su ve toprak potansiyelimizin tasarruflu kullanımının kaçınılmaz olduğu gerçeğini anlayacağız." diye konuştu.
'Bir daha düşünmeliyiz!'
Öztürkmen, "Bilinçli sulama yapılmaması nedeniyle Türkiye'de toplam su tüketiminin yüzde 74'ü tarımda kullanılırken, enerji kaynaklarının, suyun ve toprağın korunmaması halinde ülkemizde yaşanabilecek riskleri bugün bir daha düşünmeliyiz. Ekonominin tarımla orantılı olduğu gerçeğini gördüğümüz günümüzde halen toprak ve su kaynaklarının kontrolsüz kullanılması geleceğe verilen en büyük zarardır. Unutulmamalıdır ki doğa bize atalarımızdan geleceğimiz çocuklarımıza emanettir. Bunu unutmamalı ve su tasarrufuna önem vermediğimiz takdirde geleceğimizin değişen iklim koşullarıyla daha da kötüleşebileceği mümkündür." şeklinde konuştu.
"Dünya nüfusu 2000 yılında 6 Milyar, 2011 yılında 7 Milyar ve 2050 yılında 9 Milyar olması beklenmektedir." diyen Doç. Dr. Öztürkmen, "Bu artışın yüzde 98’i gelişmekte olan ülkelerden ve bu gün 840 Milyon kişi kronik yetersiz beslenme, açlık sorunuyla baş başa, 1.3 Milyar insan ise yoksulluk çekmektedir. Dünyada kişi başına ekilebilir alan 1960 yılında 0.45 hektar, 1998 yılında 0.25 hektar iken 2050 yılında 0.15 hektar olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizdeki sulanabilir 8,5 Milyon hektar arazinin yüzde 20’si ve toplam suyun yüzde 28’i GAP alanında bulunmaktadır. GAP’taki bu alanın yaklaşık 1/3’ü Şanlıurfa’ya aittir. Bu veriler böyle iken; Şanlıurfa İli Harran Ovası tarım alanlarında (kadastral veriler kullanılarak köy yerleşim alanları dışında) konut, sanayi ve petrol istasyonu olmak üzere 3 alanda amaç dışı kullanım 2006 yılında 20 000 dekar iken 2017 yılında yaklaşık 60 bin dekar alana çıkması düşündürücüdür. Dünyayı, Ülkemizi ve İlimizi çok seviyoruz ama gittikçe azalan su – toprak potansiyelimiz konusunda hiçbir şey yapmıyoruz. Bunun hesabını ve bedelini 1 kaç dakika içimizden düşünelim mi?" ifadelerini kullandı.
'Su fakiri ülke oluyoruz'
2030 yılında su bakımından Türkiye'nin fakir olacağını söyleyen Ali Rıza Öztürkmen, "Bugün Lübnan'da kişi başına su miktarı bin 300 m3, Asya Kıtasında kişi başına su miktarı 3 bin m3 , Almanya'da kişi başına düşen su miktarı 6 bin m3, Amerika'da 24 bin, Asya'da 9 bin 300, Avrupa'da 5 bin ve Afrika'da 3 bin 400 m3 düzeyindedir. Dünyada yıllık kişi başına su tüketimi bin 500 m3 altına düşülürse su kıtlığı yaşayan anlamına geliniyor. Türkiye, kişi başına yaklaşık 1.430 m3/yıl ve su zengini olmayan bir ülkedir. 2030 yılında nüfusumuz 100 milyon olursa kişi başına düşen su miktarımız 1.000 m3 olacak ki su fakiri ülke oluyoruz. Ülkemizde artan nüfus oranı düşünüldüğünde su ve toprak potansiyelimizin tasarruflu kullanımının kaçınılmaz olduğu gerçeğini anlayacağız." diye konuştu.
'Bir daha düşünmeliyiz!'
Öztürkmen, "Bilinçli sulama yapılmaması nedeniyle Türkiye'de toplam su tüketiminin yüzde 74'ü tarımda kullanılırken, enerji kaynaklarının, suyun ve toprağın korunmaması halinde ülkemizde yaşanabilecek riskleri bugün bir daha düşünmeliyiz. Ekonominin tarımla orantılı olduğu gerçeğini gördüğümüz günümüzde halen toprak ve su kaynaklarının kontrolsüz kullanılması geleceğe verilen en büyük zarardır. Unutulmamalıdır ki doğa bize atalarımızdan geleceğimiz çocuklarımıza emanettir. Bunu unutmamalı ve su tasarrufuna önem vermediğimiz takdirde geleceğimizin değişen iklim koşullarıyla daha da kötüleşebileceği mümkündür." şeklinde konuştu.
"Dünya nüfusu 2000 yılında 6 Milyar, 2011 yılında 7 Milyar ve 2050 yılında 9 Milyar olması beklenmektedir." diyen Doç. Dr. Öztürkmen, "Bu artışın yüzde 98’i gelişmekte olan ülkelerden ve bu gün 840 Milyon kişi kronik yetersiz beslenme, açlık sorunuyla baş başa, 1.3 Milyar insan ise yoksulluk çekmektedir. Dünyada kişi başına ekilebilir alan 1960 yılında 0.45 hektar, 1998 yılında 0.25 hektar iken 2050 yılında 0.15 hektar olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizdeki sulanabilir 8,5 Milyon hektar arazinin yüzde 20’si ve toplam suyun yüzde 28’i GAP alanında bulunmaktadır. GAP’taki bu alanın yaklaşık 1/3’ü Şanlıurfa’ya aittir. Bu veriler böyle iken; Şanlıurfa İli Harran Ovası tarım alanlarında (kadastral veriler kullanılarak köy yerleşim alanları dışında) konut, sanayi ve petrol istasyonu olmak üzere 3 alanda amaç dışı kullanım 2006 yılında 20 000 dekar iken 2017 yılında yaklaşık 60 bin dekar alana çıkması düşündürücüdür. Dünyayı, Ülkemizi ve İlimizi çok seviyoruz ama gittikçe azalan su – toprak potansiyelimiz konusunda hiçbir şey yapmıyoruz. Bunun hesabını ve bedelini 1 kaç dakika içimizden düşünelim mi?" ifadelerini kullandı.