Özellikle son yıllarda artan gayrimenkul fiyatları yurtdışı gayrimenkul fiyatları ile yarışır hale geldi. Yatırım amaçlı alınan 2. ve 3. evler için banka kredilerin kısıtlanması gibi uygulamalar sonucu da hem uzmanlar hem de danışmanlar yatırımcıların yüzünün yurt dışına döndüğü konusunda hem fikir. Yurtdışı gayrimenkul alım artışının ilk sebebi her ne kadar döviz üzerinden kira getirisi gibi dursa da aslında Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım, vatandaşlık ya da oturum izni gibi birçok avantaj da alınan gayrimenkulleri daha cazip hale getirdi. Konuyla ilgili artık yatırımcıları yurtdışına yönlendiren emlak sektörü uzmanları da son dönemde yurtdışı yatırımların yüzde 80 arttığını ifade ederek konuya dikkat çekti ve bu talebin biraz daha süreceğini aktardı.
Sürecin yurtiçi enflasyon süreciyle alakalı olduğunu söyleyen İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü aynı zamanda da Makro Ekonomi Uzmanı Prof. Dr. Volkan Öngel de yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:
“Artan enflasyon sebebiyle bir sıkılaşma politikası gerekli oldu ve bu sıkılaşma adımlarıyla birlikte biz yurtiçi alıcıların özellikle krediye ulaşmalarında ciddi sorunlar yaşanmaya başlandı. Yatırım amaçlı ev alacak kişilerin artık kredi ile bir alım yapma şansları yok. En fazla yüzde 20’ye kadar finansman bulabiliyorlar. Geri kalan paranın tamamı nakit olarak ellerinde olmak durumunda. Süreç içerisinde son 3 yılda da yurt içi emlak piyasasında çok ciddi bir fiyat artışı oldu. Bu yüzden yurtdışı fiyatlarla neredeyse paralel bir emlak piyasasının var olmaya başladığını gördük. Yatırımcılar döviz üzerinden kira getirisi sağlamak amacıyla yurtdışı emlak sektörünü hareketli hale getirmeye başladılar. Dolar üzerinden kira getirisi sağlanması, birçok ülkenin yatırım sonrası vatandaşlık, oturum izni ya da dolaşım hakkı vermesi gibi unsurlar da söz konusu olunca artık yurtdışına çokça yatırım yapıldığını görüyoruz. Yurtdışına finans akışı aslında çok istenen bir unsur değil ama kişilerin genel getiri beklentisi ile birlikte çok olağan bir gelişme olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Döviz kurunun stabil olması enflasyonun yurtdışından yüksek oranlarda seyretmesi ile birlikte biz önümüzdeki süreçlerde de bu hareketlerin biraz daha hızlı olacağını ön gerebiliriz.”
Sürecin yurtiçi enflasyon süreciyle alakalı olduğunu söyleyen İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü aynı zamanda da Makro Ekonomi Uzmanı Prof. Dr. Volkan Öngel de yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:
“Artan enflasyon sebebiyle bir sıkılaşma politikası gerekli oldu ve bu sıkılaşma adımlarıyla birlikte biz yurtiçi alıcıların özellikle krediye ulaşmalarında ciddi sorunlar yaşanmaya başlandı. Yatırım amaçlı ev alacak kişilerin artık kredi ile bir alım yapma şansları yok. En fazla yüzde 20’ye kadar finansman bulabiliyorlar. Geri kalan paranın tamamı nakit olarak ellerinde olmak durumunda. Süreç içerisinde son 3 yılda da yurt içi emlak piyasasında çok ciddi bir fiyat artışı oldu. Bu yüzden yurtdışı fiyatlarla neredeyse paralel bir emlak piyasasının var olmaya başladığını gördük. Yatırımcılar döviz üzerinden kira getirisi sağlamak amacıyla yurtdışı emlak sektörünü hareketli hale getirmeye başladılar. Dolar üzerinden kira getirisi sağlanması, birçok ülkenin yatırım sonrası vatandaşlık, oturum izni ya da dolaşım hakkı vermesi gibi unsurlar da söz konusu olunca artık yurtdışına çokça yatırım yapıldığını görüyoruz. Yurtdışına finans akışı aslında çok istenen bir unsur değil ama kişilerin genel getiri beklentisi ile birlikte çok olağan bir gelişme olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Döviz kurunun stabil olması enflasyonun yurtdışından yüksek oranlarda seyretmesi ile birlikte biz önümüzdeki süreçlerde de bu hareketlerin biraz daha hızlı olacağını ön gerebiliriz.”