Kadına şiddet, BM tanımına göre; kamusal ya da özel hayatta kadınların fiziksel, cinsel veya zihinsel olarak zarar görmesine sebep olan ya da olma potansiyeli taşıyan cinsiyet temelli her türlü şiddet eylemi...
Kadına şiddet, belki de en utanç verici insan hakları ihlali. Belki de en yaygını. Coğrafya, kültür ve servet sınırı da tanımayan bu şiddet devam ettiği sürece, eşitliğe, kalkınmaya ve barışa dair gerçek bir ilerleme sağlayacağımızı iddia edemeyiz.
En son açıklanan verilere göre 2010 yılından bu yana 1915 kadın şiddet uygulanarak öldürülmüştür. Öldürülen her iki kadından birinin faili kocası veya erkek arkadaşıydı.
En az 396 cinayet ayrılık veya boşanma aşamasında gerçekleşti. 355 cinayetin öncesinde kadınlar şiddet, taciz veya tehdide maruz kalmıştı. En az 237 cinayet, kadınların güvenlik endişesiyle resmi bir başvuruda bulunduğu halde işlendi.
Cinayetlerin il ve ilçelere dağılımının interaktif bir şekilde izlenebildiği haritaya göre, 2010‘dan bu yana sadece İstanbul’da öldürülen kadın sayısı 261. İzmir’de 139, Ankara’da 105, Adana’da 102, Gaziantep’te 88, Antalya’da
81. Kadın cinayetleri haberlerinden toplanan bilgilere göre, 2010‘dan bu yana gerçekleşen 1915 cinayetin 1006’sı ateşli silahlarla işlendi. 1195 cinayet ise kadının, erkeğin veya ailelerinin evinde gerçekleşmiştir.
Kadının şiddeti yoğun olarak yaşaması, tüm toplumu etkileyen ağır sonuçları da beraberinde getirmektedir.
Şiddeti yaşayan kadınların çocukları da ya istismar edilmekte ya da o şiddeti bizzat yaşamaktadırlar.
Ya da en azından görgü tanıkları olduklarından o bile bir yerde onlara bir ömür yetmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda bu çocukların yüzde 85’inin şiddetin potansiyel uygulayıcıları ya da kurbanları olarak yetiştikleri tespit edilmiş, bu oran görüldüğü gibi gerçekten ürkütücü.
Çocuk ve Kadına vurulan her tokat geleceğe indirilen bir darbedir. Ailelerimiz içerisindeki her kavga ve her büyük tartışma çocuklarımızın ruhsal gelişimine çok kötü bir yönde etki göstermektedir. Aile içerisinde şiddet yalnızca eşe değil çocuklara da yapılmakta bunun da toplumda derin yaralar açtığı gözlemlenmektedir. Kadınlarımız ve çocuklarımız geleceğimizdir, geleceğimize atacağımız her tokat kendi yüzümüze dönecek bir yumruk darbesidir