11 ayın sultanı olan Ramazan ayı beni çok heyecanlandırır daima heyecanlandırır. Çünkü insanının nefesini terbiye etmesi için bulunmaz bir fırsattır oruç tutmak. Ondan dolayı mutluluğum oruç tuttuğum ilk günün mutluluğu sabırlı bir şekilde iftarı beklemek maddi durumu olmayan insanların halini anlamak için aç kalmamız gerektiğini söylüyor hep hocalar.
Fakat maddi durumu yeterli olmayan kişilerin halini oruç tutmak ile anlayabileceğimizi düşünmüyorum çünkü 1 ay anlamak yerine onları bir ömür anlamak dertlerini sıkıntılarını ömür boyu çözüme odaklandırmanın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Gelinen bu zorlu dönemde herkes gibi bizler de ellimizi taşın altına koymamız ve dışarda kalan deprem ve sel felaketinden etkilenen insanlara bir el olmak için yoğun caba sarf etmemiz lazım. Bu ayın önemi sadece sabahtan akşama kadar aç kalmak olmadığını yardıma muhtaç insanlara kol kanat germemizin gerektiği dinimizin bir gerçeğidir.
Fakat mevcut bu döneme baktığım zaman insanlar ibadeti sadece toplumda dindar görünmek için yaptığını görmenin üzüntüsü içerisindeyim. Sabahtan akşama kadar faiz, riba işiyle meşgul olanların oruçluyum diye din alimliğine bürünmesi beni bir hayli düşündürüyor.
10 günahtan biri olan kul hakkını sabahtan akşama kadar su gibi ekmek gibi yiyenler bu ayda halk içinde yardımsever, dindar, paylaşımcı tiplere bürünmesi her ne kadar toplumu kandırmaya yetse de yaratanı aldatmaya yetmediğini biliyoruz.
Okuduğum bir yazıda Ramazan ayı ile ilgili “bir lokma ekmek ile bozulan oruç onlarca insanın hakkını yemekle nasıl bozulmuyor anlam veremiyorum” Gerçekten günümüz insanları yaratana yaranmaktan çok yaratılanın gözünde şirin görünmek için birçok ibadetti yapma gayreti içerisinde onların yaptığı bu hareket her ne kadar içinde bulunduğu toplumu kandırmaya yetse de yaratanı kandırmaya yetmediğini bilmiyorlar ve her yıl her ramazan ayını aynı tutumu sergiliyorlar. Onun için ibadetler kulların gözünde şirin görünmek için değil Allah’ın onlardan istediği yükümlülüktür.