Yeni gireceğimiz yıla sayılı günler kala, kaleme almak istediğim ve beni oldukça rahatsız eden, toplumda hemen hemen çoğu kişinin içine büründüğü ve her nedense her şeye herkese karşı bilge ve her şeyi ben herkesten daha çok bilirim tavırları ile modellenen insan görünümlü yaratıklar güruhuyla ilgili.
Türlü benzetmeler, değişik sosyal medya platformlarında alıntılanan yazılar ile paylaşımlar yapan üretmeden tüketen insanlar. Evet, bunlar çok yakınımızda hatta içimizdeler, tüketecek başka şeyleri kalmayınca karşısında duran insanları tüketmeye başlayan ve bunu başarıyla tamamlayan isimsiz kendi çapında kendilerini kahraman olarak gören ama çevresinde bir hiç kadar önemi olmayan hiç bir şeye yaramayan hiçbir özelliğe vasfa sahip niteliği bulundurmayan zavallılar. Bunları bazen ailenizde görürsünüz, bazen çalıştığınız kurumda, bazen Devletin belli kademelerinde bazen sosyal medya platformlarında, bazen otobüste bazen sizinle beraber ön ve arka sırada bekleyen kişiler arasında yani her yere işgal güçleri gibi işgal etme eylemleri vardır. Bunların bir diğer adı da her bokoloğ’tur. Yani her şey hakkında bilgileri vardır.
Her şey hakkında muhakkak var olan fikirlerini yargılarını tümcelerini sözcüklerini düşüncesiz düşüncelerini bir köpeğin salyasını yaydığı gibi etrafa yayarlar. Psikoloji ve ruh bozmaktan başka işleri yoktur. Karabasan gibi üstünüze çökerler. Kötü negatif baskıcı enerjisi ile çevresinde bulunan insanlara huzursuzluktan başka bir şey vermezler. Bir konu olduğunda her zaman bişeyden daha bişeydirler. Mesela anne olmamıştır ama bir anneden daha çok anne bilinci ve anne yüreği taşıdıklarını zannederler. Mesela Bir toplu taşıma aracında aracı kullanan şofördür ama şoförlük dışında her türlü yargıyı ahkamı keser. Bazen kendisini Belediyenin ta en tepesindeki kişi olarak görür. Örneğin basit bir arşiv memuru vereceği ufak çaplı bilgiyi kendi deyimiyle Devlet sırrı olarak niteler ve bu paylaşacağı önemsiz bilgiyi kendi koymuş olduğu kurallar çerçevesinde söylememek için türlü türlü hallere bürünür.
Devlet bürokrasisini en tepeden en aşağıya kadar sanki bütün kanunları kendisi koymuş gibi önce karşısındaki insana satar, sonra bu önemsiz vereceği bilginin vermiş olduğu söylem ehliyeti ile yargı dağıtır, kendisinin aslında burada ne kadar çok önemli bir insan olduğunu vereceği bilginin ne kadar kıymetli olduğunu, kalıplaşmış basit cümlelerle karşısında bekleyen vatandaşa zorla dinlettirir. Ya altı üstü şifahen bir şey söyleyeceksin kendini bu kadar rezil ve küçük düşürme be kardeşim, yap vatandaşa hizmetini ne kadar çok konuşuyorsun, yap yap işini yap. Sadece işini yap ve bunu yardımcı olarak yap hizmette sınır olmaz hizmetini en iyi şekliyle sun. Ama yok bu toplumda bu ve bunun gibilerle mecbur birlikte yaşıyoruz her şeye katlandığımız gibi bunlara da katlanacağız… Her şeye katlanıyoruz diyoruz ya hakikaten Türkiye’de yaşamak katlanmak kadar zor oldu, sesimiz maalesef çıkmıyor. Bu sebepten dolayı katlanıyoruz.
Mesela Karaköprü Balıkayağı Köprülü kavşağı yapım çalışması var sağ olsunlar yazın beklediler kışın en yoğun çalışma zamanında başladılar bu çalışmaya yolu falan kapattılar, gece trafiği hak getire, Mezarlığın Karşısında duran durağı da kaldırmışlar, vatandaş en az 1 km yürümek zorunda kalıyor. Çünkü durak haricinde otobüs durmuyor, ya öyle emir gelmiş, vatandaşa hizmette maşallah sınır yok, yürütmekte bir hizmettir neticede yürütsünler istedikleri kadar yürütsünler biz katlanırız sorun yok.
Bölgede zırt pırt elektrik ve su kesintisi yaşanıyor bu sebepten dolayı millet inim inliyor ama katlanıyor ama sorun olmaz belediye bir belediyeden daha bir belediye maşallah, sürekli çalışılıyor sürekli bir yerler kazılıyor sürekli inşaat hali, arkadaş bu kaç sene böyle gidecek ya biz artık çamurda kazılmış topraklarda yürümek istemiyoruz. Ama onlar yürütmek istiyorlar ne yapalım yürütsünler biz katlanırız. Ya tamam yürütün ama en azından inşaat çalışması artık yapmayın biz yürütülmeye razıyız. Malum parti artık isminin zıttıyla müsemma, hatta zıttının değişik kelimelerde çağrıştırması ile anılmakta, Dünya bir evrilmenin içerisine girmiş.
Toplumlar bu denli kendilerine huzursuzluk ve garabet çökerten kurumlara katlanırken bir anda karşımızda bir şeyden daha çok bir şey olan insanlarla da muhatap olmak zorunda kalıyor. Bu bir şeyden daha çok bir şeyciler artık sayıları gün geçtikçe artmakta ve her alanı işgal etmeye başladılar. Ama sabredeceğiz, katlanacağız, bugün onların ise yarın muhakkak bizimdir.
Ben her yazımda umuttan ve bardağın dolu tarafından bahsettim, bardak su seferlik taştı beni mazur görün ama yazımı da olumlu olarak sonlandırmak istiyorum. Biz yürüyeceğiz arkadaşlar durmadan sıkılmadan bu insan görünümlü yaratıkların üstüne, fikirlerimizle, duruşumuzla, kalemimizle, gençliğimizle, heyecanımızla, katlanışımızla yürüyeceğiz. Onların yürütmesine, yürüyüşümüzle son vereceğiz. Sloganımız, “Yürütmeyi bitirene kadar yürümek olsun” sağlıkla, mutlulukla ve hoşça kalın….
Bazen bazı duygular yaşarsın söylemek istesen söyleyemezsin yazıya dökmek istesen kelime türetemezsin tam bugün ki kalemin tüm insan topluluğunun içindeki feryadı. Hepimiz insanız kabul ediyorum ama bazı insanın bazı insandan kültürünün yüksek olduğunu kabul etmen gerekir keza sizin de dediğiniz gibi herkese her şeye yorum yapan çok bilmişler hayatımızın tadı tuzu diyelim.. Ha bide ben istanbul da ikamet eden bir birey olarak çevresel sorunlar beni de etkilemek te bir gün doğal gaz kesilir bir gün su ama asla son bulmuyor.. Kalemine sağlık harika.