Sosyal Medyayı Kullanan Herkes Gazeteci Olmuş

Bir dönem sabah uyandığımızda ilk yaptığımız şey bakkalımızın veya apartman görevlisinin getirmiş olduğu gazeteyi kapıda aslı duran torbadan alıp kahvaltıda keyifli bir şekilde okumaktı. İşe gidenler ise ilk olarak gazete bayisine uğrar ve gazete alırlardı. İşyerine vardıklarında ise daha işe başlamadan önce mutlaka gazete okunurdu. İnternetin ve akıllı cep telefonlarını yaygınlaşması ile alışkanlıklarımız büyük değişime uğradı. Artık sabah uyanır uyanmaz yaptığımız ilk iş cep telefonu üzerinden gazetelerin başlıklarına bakmak.

Sosyal medya öyle tanınır ve etkileyici hale geldi ki; sosyal medyayı kullanan ve hesap açan herkes bir anlamda yeni nesil gazeteci olarak çalışıyor. Gerçekleşen bir olayı gazetecilerden önce fotoğraflayan, videosunu çeken, yorum yazan, canlı yayın yapan ve bütün bu içeriği hızlı bir biçimde sosyal medyada paylaşan insanların sayısı giderek artıyor.

Hatta toplantılarda bile artık adam kendini “Sosyal medya gazetecisi” olarak tanıtıyor.

Sosyal medya, gazeteciliğine olumlu tarafından bakarsak çok fazla önemsendiğini ve etkili olduğunu söyleyebiliriz. Eğer bir haberin çok daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşması isteniyorsa sosyal medya üzerinde oluşturulan resmi hesaplar elbette ciddi bir rekabet avantajı sağlıyor.

Gazetelerin kendi sitelerinde en çok beğeni alan daha doğrusu en çok okunan haberlerin sosyal medyada da beğeni alması ve paylaşım hızı aynı doğrultuda benzer özellikler göstermektedir.

O zaman eğer herkes sosyal medya gazetecisi akredite olmadan Cumhurbaşkanını, Bakanı, Valiyi ve Belediye başkanını takip etsin. Oluyor mu, tabi ki oluyor. Ama işin bu tarafına unutmamak lazım. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve buna bağlı Bölge Müdürlükleri var. Valilik başta olmak üzere bütün kurumlar akredite olanların listesini buradan öğrenir. Ama maalesef görüyoruz ki, bazı kurumlar akrediteye önem vermiyor, eline telefonu alanı toplantılara çağırıyor. Bu da dezenformasyon gazeteciliği tetikliyor. Buna da bir düzen getirilmeli düşüncesi içerisindeyim.

Gazetecilik güven demektir. Verilen haberin, hazırlanan içeriğin gerçekleri yansıtması ve insanları doğru bilgilendirmesi medya markalarının önemini ve iyi gazetecilerin fikir önderliğini pekiştirdi. Bu bağlamda araştırmacı gazeteciliğin değeri arttı. Güvenilir kaynak olmak medya kuruluşlarının en önemli marka değeri haline geldi. Yoğun bilgi kirliliğinde okuyucu gerçeğe ulaşmak için tanıdığı ve güvendiği medya markalarına başvuruyor.

Özet olarak söylemek gerekirse, sosyal medya gazeteciliği konusu uzun bir süre daha gündemden düşmeyecek gibi görünüyor. Bu konunun öneminin daha birçok yayıncı var.

Herkesin içerik üretip paylaşabilmesi kalitesiz ve yanlış bilgi patlamasına da yol açtı. İnternette dolaşan dezenformasyon bolluğu objektif haberciliğe olan ihtiyacı arttırdı.

Kalın hepiniz sağlıcakla