Özellikle geçtiğimiz yıllara oranla ülke genelinde yaşanan ağır mevsim şartları aynı zamanda hastalıklara da davetiye çıkartıyor. Geçtiğimiz yıl çok sıcak bir yaz mevsimi yaşamıştık ve buna paralel olarak bu yılda çok ağır bir kış mevsimi yaşıyoruz.
Tabiri yerinde ise yaz ayımızı tam bir yaz olarak yaşadık aynı şekilde kış mevsimini de tam bir kış mevsimi olarak yaşadık. Yani yazımız yaz, kışımız ise tam bir kış oldu. Neyse ben bu gün yazımda kış şartlarındaki rahatsızlıkları ele almak istedim.
Özellikle çocukların bağışıklık sistemleri büyüklere nazaran düşük olduğu için hemen hastalıklarla açık bir şekildedirler. Yani soğuk algınlıkları ve grip gibi hastalıklar çocuklarda daha sık görülür ve hastaların toparlanması uzun sürer.
Bu nedenle çocukları hastalıklardan uzak tutmalıyız. Peki, bunun için neler yapmak lazım? Nasıl korunmalı? Gibi sorular gündeme gelir. Evet, bunun için araştırmak pekte uzak değil, özellikle elinizin altında hiç değilse akıllı bir telefon bulunmakta.
Bakın ben bir araştırma yaptım ve sonucunu sizlerle paylaşmak istedim. Bu araştırmayı da internet üzerinden yaptım ve ortaya şu bilgiler çıkıverdi: Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları daha sık görülmektedir.
Çocukların okul ve ya kreş gibi ortamlarda daha fazla zaman geçirmeye başlaması bu hastalığa zemin hazırlamaktadır. Çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarının sık görülmesinin sebepleri arasında henüz bağışıklık kazanmamış olmaları ve hijyen kurallarına yeterince uyamamaları yer almaktadır.
Okula giden bir çocuk yılda yaklaşık 6-7 kez soğuk algınlığı geçirmektedir. Bu hastalığın bulaşması; hasta çocuğun öksürme ve hapşırmasıyla direkt temas veya çocuğun salgılarına temas etmiş eşyalar yoluyla olmaktadır. Boğaz ağrısı, kaşıntısı, burun akıntısı veya tıkanıklığı, hapşırma, gözlerde sulanma, öksürük ve hafif ateş belirtiler arasında yer alır.
Genellikle 7-10 gün içerisinde iyileşme sağlanmaktadır. Antibiyotik kullanmanın hiçbir yararı yoktur. Burun tıkanıklığı için burun damlaları önerilmektedir. C vitamini, ekinezya, propolis, çinko gibi soğuk algınlığında sık kullanılan desteklerin hiçbirinin etkinliği kanıtlanmamıştır.
Her yıl dünya nüfusunun Yüzde 20’si grip virüsüne yakalanmaktadır. Bir grip salgınında en yüksek atak hızı okul çocuklarında görülmektedir. Soğuk algınlığının aksine hızlı bir başlangıcı vardır. Yüksek ateş, titreme, baş ağrısı, yaygın kas ağrısı, öksürük, boğaz ağrısı, halsizlik belirtileri görülmektedir. İshal ve kusma da görülebilmektedir.
Grip virüsü çok yaygı görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Grip aşısı altı aydan büyük çocuklara uygulanabilmektedir. Bu aşının Eylül-Ekim aylarında uygulanması önerilmektedir; ancak Aralık ayı hatta sonrasında da uygulanabilir.
Zatürre, akciğer dokusunun iltihabıdır. Virüsler ya da bakteriler etken olabilir. Ateş, hızlı solunum, öksürük, halsizlik bazen de hırıltılı solunum ve solunum güçlüğü belirtiler arasında yer alır. Özellikle altı aydan küçük çocuklar hastanede yatırılarak takip edilir.
Bu nedenle özellikle geleceğimiz olan çocukların sağlıklarına önem vererek bu anlatılanları yabana atmamalıyız ve çocuklarımızın sağlığını düşünerek hareket etmeliyiz. Haa bu arada kendi sağlığımıza da önem vermeli ve özen göstermeliyiz…