Hayat bazen insana o kadar ağır geliyor ki ne yapacağını bilemez hale getiriyor kişiyi. Eminim herkes yaşamıştır bu durumu. Kendimizle çeliştiğimiz zamanlar geldi hiç yok yere boşu boşuna efkarlandığımız günler oldu. İşte o anda yanınızda olmasını istediğiniz kişilerdir dostlarımız.
Hayatın bize sunduğu en büyük süprizdir bence Dost.. Çünkü böyle tam dibe vurduğun anlarda artık herşey bitti dediğin anda uzatır sana elini. Alır ve çeker seni her şeyin herkesin arasından. Bu dostluklarda yeni tanıdığın çok daha kıymetlidir sanırım. Bilindik varoluşları önemlidir elbette ama yıllar ilerledikçe insan olgunlaştıkça o zaman gerçekten seçici davranıyor. Büyüdükçe daha çok düşünmeye, öğrendikçe daha özenli seçmeye başlar insan yakınındakileri. Ne çocuk acemiliği kalmıştır artık, ne gençliğin körpe heyecanı. Artık kazanmış olur insan gerçek dostluğun anlamını, manasını.. İşte bu yüzden diyorum yeniler daha özeldir hayatımızda.
Dostluk bir oyuncak olsaydı, bir müzik kutusu olurdu. Altındaki anahtarı kurduğunda eski, tanıdık bir melodiyle karşılardı bizleri. Ve belki de bir balerin dönerdi içinde. Aynadaki aksine bakan dalgın bir balerin usulca deveran ederdi, öylesine nazenin.
Arkadaş, dost, her şeyden önce, kişinin gerçek anlamda güvenebileceği insan' dır. Maddi çıkar beklentileri, sosyal konumlar, ya da siyasi konumlarla ilgili beklentiler de değildir, gerçek arkadaşlığı dostluğu oluşturan temel. Bu nedenle, okul Arkadaşlığı'nı, mahalle Arkadaşlığı'nı, yazımda konu ettiğim "gerçek arkadaşlık", ile karıştırmamak gerekir. Okul'dan arkadaş'dır, mahalle'den arkadaş'dır, denilen tip arkadaşlıklar,aslında gerçek anlamda arkadaşlık değildir... Olsa olsa bu tip insanlar için, "tanıdığımdır" demek daha doğru gelir bana.
Kimlikler farklı, karakterler rengarenk…Ahlak ve seciyeler herkeste farklı biçimlerde ortaya çıkar ve huylar farklı şekillerde bedene yansır. İki samimi ve gerçek arkadaş, iki gövdede yaşayan bir ruh gibidir. Hakiki dost olan arkadaşlar, iki ruhta yaşayan bir gövde gibidir. Dünyada herkesin doyacak kadar yiyeceği ve içeceği vardır. Unutulmasın, hiç kimse aç ve susuz kalmaz. Denizin dibindeki balığın rızkını veren Allah kullarının da rızkını verir.
Gerçek yoksul olan insanlar ise arkadaşsız kalan kişilerdir.Dünyanın bütün zenginliklerine sahip olan arkadaşsız insanlar, dünyanın en büyük yoksullarıdır. İnsanın bir ömür boyu beraber hayat sürdürdüğü ve beraber yaşlandığı eşi, gerçek arkadaşıdır. Bazen de kendisinin hizmetinde uzun yıllar kalabilen bir hayvanı dahi, samimiyetsiz arkadaştan daha çok arkadaştır.
Herkesin aslında sayılamayacak kadar çok miktarda arkadaşı vardır. Ancak dostunu basit şeylere satmayan, hakiki arkadaş bulmak hemen hemen yoktur.
Arkadaş edinirken acele etmeye gerek yoktur. Çünkü yarın değiştirmek zorunda kalabilirsin. Sık sık değiştirilen arkadaşlardan zarardan başka bir şey göremezsin. Kimlerle arkadaşlık yaptığımız önemlidir. Herkes arkadaşının dini üzere olacaksa, kimlerle arkadaşlık yaptığımızın muhasebesini mükemmel yapmalıyız.
Arkadaşlık ve dostluk, aynı kavrammış gibi görünseler de aslında farklıdırlar. Basit bir söylemle; arkadaşlığın pekişmiş, kopmazlık kazanmış biçimine dostluk denebilir. Bundan anlaşılıyor ki; günlük hayatta arkadaş bulmak, arkadaş edinmek kolay; dost bulmak, dost edinmek, o kadar da kolay değildir. Demek ki dostluk; çileli ve zahmetli hatta biraz da meşakkatli bir kavram…