24 Temmuz seçimleri geride kaldı. İktidarda belli oldu muhalefette.
İnsanlarda meraklı bir bekleyiş vardı seçim sonrası ekonomide düzelmeler olacak mı?
Seçilecek iktidar ne yapacak nasıl bir tutum izlenecek?
Bu ve benzeri sorulara birde sorunlar eklendi. Ekonomi çok kötü, döviz başını almış gidiyor vatandaş mağdur esnaf mağdur kısacası iyiye giden bir şey yok.
Ve en önemli olay ise gerek iktidar, gerek vatandaşlar gerekse muhalefet sesiz bir şekilde önlerine konulan korku filmini izliyor ve adeta filmin sonunu bekliyorlar.
Acaba filmin sonunda ne olacak?
Hiçbir kesim bu konuda acaba ne yapabilirim? Ülkemi bu kötü gidişattan nasıl kurtarabilirim? Gibi soruları kendine sormuyor.
Muhalefette bile sesiz bir bekleyiş bir çalışma yok. Tüm ülkenin üzerine adeta ölü toprağı serpilmiş ve büyük bir sessiz merak.
Küresel güçler bir masa kurmuş, almışlar ellerine paralarını ülkeler üzerinde oyunlar oynuyorlar.
Dünyanın her tarafını bölüp bölüp adeta bir yaş günü pastası gibi yemeye çalışıyorlar.
Bizler ise bu pastanın adeta birer dilimi haline gelmişiz. Küresel güçten kastım ise sadece üç beş bara baronu ve ellerinde oyuncak dünya, maneviyatı unutmuş Yüce yaratıcının olup olmadığı akıllarına bile gelmeden habire alıp alıp satıyorlar, yakıp yıkıyorlar.
Ben kendi yaşam prensibin haline getirdiğim üstad Mehmet Akif Ersoy'un “Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir, Onu en çolpa herifler de emin ol becerir.” Dizeleri geliyor. Bu dizeler bana her şeyi özetliyor.
O üç beş kişi emin olsunlar ki yıkmak onlara sadece zevk verir yüce yaratıcının elbet bir hesabı vardır. O üç beş kişi güçleri yetiyorsa ahretinde döviz kurlarını ayarlasınlar.
Zaten buna güçleri yetmez bundan eminim de sadece ahrette yükseltecekleri tek şey olan cehennem ateşleri.
Acaba o ateşi şu anda ne kadar yükselttiler onu düşünüyorum….