Çağımızın şüphesi en büyük buluşlarından biri internet desek abartmış olmayız. Kısa surede Hayatımızın her alnında vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Vazgeçilmez bir ihtiyaçtır, çünkü neredeyse tüm iş ve işleyişler bir şekilde internet üzerinden yürütülmektedir. Hayatımızın bu kadar içine girmiş ve geniş yer bulmuş internetin özel hayatımıza girmesi de çok uzun sürmedi. Kısa sürede sosyal medya ve benzeri ağlarla iş hayatımızın dışında özel hayatımızda da vazgeçilmez bir yer edindi.
Günümüzde sosyal medyanın çocuklar üzerindeki en büyük tehdidi sosyalleşmeyi engellemesi, gerçek ilişkilerden uzaklaşması ve bunların getirdiği olumsuzluklar olarak sıralayabiliriz.
Öncelikle aileler çocuklarıyla birebir zaman geçirmeli, ilgilenmeli. Çocuklarla sevgi ve güvene dayalı bir ilişki kurmalıyız, Bir anne veya baba akşam bilgisayar başında oturarak, zaman harcayarak çocuğunu kontrol edemez, olumlu beklenti içinde olamaz. O nedenle çocuğumuza zaman ayırmalı ve iletişimi hiçbir biçimde koparmamalıyız.
Çocukların sosyal medya ve internet oyunları yerine, sosyal açıdan gelişimini destekleyecek etkinliklere yönlendirilmeleri daha uygun olacaktır.
Çağımızın en güçlü kitle iletişim kaynaklarından biri olan bilgisayarlar ve yaşamımıza birden bire giren İnternet, bugün bilgilenme, işlem yürütme, haberleşme, eğitim ve eğlence fonksiyonlarıyla hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Birçok araştırma, şiddet mesajları ile dolu filmlerin çocuklarda korku davranışında artışa neden olduğunu göstermiştir. Ayrıca saldırganlık ve şiddete karşı duyarsızlaşma gibi olumsuz etkileri de bilinmektedir. Yine yapılan araştırmalar teknoloji bağımlılığının obeziteyi tetiklediğini, hastalıklara zemin hazırladığını ortaya koymuştur.
Doğrudan sağlığı tehdit eden problemleri anlıyoruz. Yetişkinler için bile potansiyel olan bu etkiler, gelişmekte olan çocuklar için çok daha büyük risk içerebilir. Üstelik çocuklar, direkt olarak bir değerlendirmeyi yapamayacakları için anne-babaların iyi gözlemler yapması çok önem kazanmaktadır.
Sanal dünyadaki ilişkilerle, gerçek ilişkiler arasındaki fark, çocuklar tarafından tam olarak ayrımlaştırılamamaktadır. Fiziksel kimliklerini ortaya koymaksızın, sohbet odalarında dolaşmanın tehlikesi, ileri yıllarda gerçek sosyal hayattan çekilme davranışları ile kendini gösterebilecektir. Gerçekte çok içe dönük biri internetle kendine güven duygusunu destekleyecek arkadaşlar edinebilir.
Uzun süre internette chat yapan çocukların gerçek hayatta arkadaş edinme sıkıntısı çektiği yapılan araştırmalarla saptanmıştır. Bir araştırmada WEB gezintilerinde, çocukların kendilerini nasıl hissettikleri sorulduğunda cevap en çok “yalnız” olmuştur. Bu “yalnız” çocuklar giderek toplumda iletişim kurmakta zorlanmakta, topluma karşı olumsuz duygu ve düşünceler beslemeye başlamaktadır.
Ayrıca yine bir araştırmada aşırı internet kullanan çocukların daha az kitap okudukları saptanmıştır.
Anne ve baba olarak, çocuğumuzun eğitimine dahi girmiş olan interneti yasaklayarak sorunlarımıza çözüm getiremeyeceğimiz gerçeğini de kabul etmek gerekir.
Bu teknolojiyi inkâr edemeyeceğimi, haytamızdan çıkaramayacağımıza göre kullanmayı iyi kurgulamak, ayarlamak ve dengeyi sağlamak, çocuğumuz ve toplumumuz için sağlıklı bir iletişim kurmanın yollarını öğrenmemiz en sağlıklı yol olacaktır.