Madde bağımlılığı hakkında çalışmalar yapılırken, madde bağımlısı gençlerin sayısı da artmaya devam ediyor. Ancak bu yazımda madde bağımlıların aile içerisindeki etkisine değinmek istiyorum.
Alkol ya da madde bağımlısı bir üyeye sahip olmak aile için bağımlılığın tüm sonuçlarına da bir anlamda katlanmak demektir.
Arkadaşları ondan kaçabilir, patronu işten çıkarabilir ancak aile sonuna kadar üyesiyle beraber olmak durumundadır. Aile genelde bağımlı üyesinin yanında kalmayı ve ona uyum sağlamayı tercih eder. Ancak bağımlılığa sağlıklı uyum geliştirmenin bir yolu yoktur. Bağımlı kişi kendi için en iyi müttefikini bulmuştur. Bağımlılıktan ıstırap çeken aile aynı zamanda bağımlılığı yetiştirmeye ve büyütmeye başlar. Tüm bu nedenlerden dolayı bağımlılığın bir “aile hastalığı” olduğu ileri sürülmüştür.
Anne babanın çocukla ya da kendi aralarında kronik çatışmaların bulunmasının da madde kullanmaya başlamada önemli bir rolü olduğu ileri sürülmektedir.
Kronik çatışmalar sonucunda sürekli olarak olumsuz duyguların ifade edilmesi, aile bağlarının kuvvetli olmaması gibi anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkinin kalitesini belirleyen etmenler de madde kullanımı ile ilişkili olarak gözükmektedir. Çoğunlukla olumsuz duyguların ifade edildiği, sözel ödüllendirmenin eksik olduğu ailelerde yetişen çocukların, daha az kendine güvenli oldukları ve madde kullanımı karşısında da aynı şekilde güvensiz davranışları sonucunda ‘hayır’ diyemedikleri belirtilmektedir.
Madde kullanan pek çok kişi karma ailelerden gelir. Madde bağımlılığı yaşanan sorunların yoğunluğunu artırdığı gibi üvey aile mensubunun aileye entegrasyonunu ve genel anlamda dengesini de sekteye uğratabilir. Madde bağımlılığı bu gibi durumlarda ebeveynler arası otorite tartışmalarına, cinsel ve fiziksel istismara ve çocuklarda öz-saygı sorunlarına yol açabilir.
Üvey ebeveynlerin madde kullanması ise onların otoritesini zayıflatır, bağların kurulmasını engeller ve ailenin sorunları ve hassas konuları ele alma yetisine zarar verir. Karma ailelerin çocukları genelde iki ayrı evde yaşarlar ve buralarda sınırlar ve roller yanlış anlaşılabilir ya da muğlak bir hal alabilir. İyi iletişim sağlanamaz ve anlaşmazlığın yoğun olduğu alanlara gerekli dikkat ve ilgi gösterilmezse çocukların sosyal, duygusal ve davranışsal sorunlar yaşama riski artar.
Alkol ve madde bağımlılığı kişiye, ailesine ve topluma zarar veren önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kişilerde yaptığı ağır ruhsal ve bedensel hastalıklar yanında, kişiler arası ilişkilerin bozulmasında, aile içi çatışma ve gerginliklerin artmasında, boşanmada, çocukların olumsuz yönde etkilenmelerinde çeşitli ekonomik kayıplarda, yasal ve toplumsal sorunlarda, trafik ve iş kazalarında, yaralama, ölüm ve öldürmelerde en başta gelen bir sorumludur.