Yalan, başkalarını aldatmaya yönelik söylenen bir takım sözlerdir. İnsanoğlu hayatı boyunca birtakım yalanlar söyler. Söylenen bütün yalanları kötü olarak nitelendiremeyiz. Özellikle bir insanın hayatını kurtarmak söz konusuysa ya da birini kırmamak için söyleniyorsa. Bu tür yalanlar halk arasında masum yalanlar olarak nitelendirilir. Çocukluğun ilk dönemlerinde yalan söylemenin temelleri atılır. Çocuklar 7 yaşına geldiğinde bilinçli bir şekilde yalan söyleyebilmektedir. Genellikle yalana, dikkat çekmek, ilgi görmek ya da savunma amacıyla başvururlar.
Her insan hayatında mutlaka yalana başvurmuştur. Çünkü yalan bizi gerçeklerden biraz da olsa uzaklaştırmaktadır. Aslında yalan bir bakıma psikolojik bir kaçış mekanizmasıdır. Yalan kesinlikle onaylanamaz. Çünkü aldatma ve kandırma söz konusudur. Yalan, insanların birbirlerine olan güvenlerini derinden zedeler. Bir kere olsun yalanını yakaladığımız birine bir daha şüpheyle yaklaşırız. İnsanlar arasındaki ilişkilerin temeli güvene dayanır. Bu nedenle yalan söylemek insanların hayatını ve ilişkilerini de etkiler.
Yalan söylemek, kötü bir davranıştır ve insanları kandırmaya çalışarak kendini akıllı sanmaktır. Başkalarına söylenilen yalan, aslında kişinin kendine söylediği yalandır. Hiçbir yalan sonsuza kadar süremez. Günün birinde mutlaka ortaya çıkacaktır. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bizler, mümkün olduğunca yalandan uzak durmalıyız. Talmud’un da dediği gibi “Doğru söylediğin zaman kimse inanmayacak. İşte, yalan söylemenin cezası budur.”
Yalan, bir insanın başka bir insana bildiği herhangi bir konuda gerçekleri yanlış bir şekilde aktarmasıdır. Bir insan yalana gerektiği için veya kendi menfaati için başvurabilir. Bu durum yalanın gerekli bir davranış olduğu anlamına gelmez. Yalan bazen gerektiği için söylenir. Bir insana üzüntü yaşatmamak için kısa süreli de olsa söylenebilir. Burada yalanın süresi önemlidir.
Bir insana iyi olması için farklı bilgi vermek ile onu kandırmak arasındaki fark burada ortaya çıkar. Bazen yalan insanın kendi çıkarları için başvurduğu bir davranış biçimidir. Yalan her toplumda ve her zamanda olumsuz tepki görmüştür. Her şeyden önce etik olmayan bir durumdur. Çoğu inançta da doğru olmadığı açıkça belirtilmektedir. İnsanların birbirine güvenmesi için yalandan uzak durulması şarttır. Ancak bu şekilde doğru bir yaşam sürmek mümkün olacaktır. Sonucu ne olursa olsun yalandan uzak durulmalıdır.
İnsanların zor durumda kaldığı zamanlar da ya da başları çaresizlikle dolduğu zamanlarda söyleme isteği duyulan fakat sonradan söylendiğine pişman olunan bir kötü davranıştır.Mesleki bir arkadaşınıza başkasına bir sözü söylediğiniz halde söylemedim demektir, sırf arkadaşını kaybetmemek için.
Hatta da bir atasözü vardır. “ Yalancının mumu yatsıya kadar yanar “ diye. Söylediğin yalan gün gelir ortaya çıkar ve arkadaşının sana olan güveni azalır, belki de seninle küser. Eğer yalan söylemek yerine arkadaşına doğruyu söylemeyip bunu yaptığım da çok pişmanım ya da özür dilerim bir daha böyle bir şey yapmayacağım deseydi eğer arkadaşı ona yalan söylemediği için tekrar güvenir ve onu bağışlardı. Yani böyle durumlarda yalandan doğruya doğru kaçmak gerekir. Sonunda ne olursa olsun her zaman doğruyu söylemeliyiz.
Yalan söylemek hangi sebeple olursa olsun çok kötü bir davranıştır. Yalancı olarak bilinen kişiler toplumda çok hoş karşılanmazlar ve herkes bu tarz insanlardan uzaklaştığı için bu kişiler her zaman yalnız kalmaya mahkumdur.
Sebebi ne olursa olsun zor durumda kalındığında yalana baş vurmak çok kötü bir davranıştır. Çünkü bu yalanlar çoğu zaman inandırıcı olmaz, inandırıcı olsa bile bir an gelip bu sözün yalan olduğu ortaya çıkabilir. Söylediklerinin yalan olduğu anlaşılan insanlar başkaları karşısında oldukça küçük ve zor bir duruma düşer. Kendilerine olan güven azalır. Böylelikle dostlarını ve yakınlarını kaybeder.
Başka insanların bize güvenmesini istiyorsak her zaman dürüst olarak yalan söyleme alışkanlığından uzak durmamız gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve söylenen yalanlar elbet bir gün açığa çıkacaktır.