Bir kimse bir kimsenin hakkını yer, malını çalar, hırsızlık yapar ise büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur. Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır. Bu cümleler kitaplarda geçiyor. Bu cümlelere katılmayacak kişi yoktur. Hem maddi hem de manevi olarak işliyor bu durum.
Hz Peygamberimiz hadisinde: "Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zina isnâd ve iftirasında bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilir ve netîce de cehenneme atılır” diye buyurmuştu.
Son dönemlerde insanın günlük hayatında her fırsat bulduğunda işler hale geldi bu günahı. Hastaneye gider, sanki hiç kimsenin işi acil değildir gibi, sanki diğer hastalar oraya keyfi gelmiş gibi bir tanıdık bulup ön sıradan muayene olur, kul hakkı yediğini düşünmez. İşini görür arkasına bakmadan yoluna gider. Gerisi önemli değildir onlar için. Bu tür insanlarla eğer hastaneye giderseniz sık sık karşılaşırsınız.
Belediyede adam bulur, işe tanıdığını veya akrabasını sokar. Bu durum normal hale gelmiş herkes tarafından da olağan karşılanmaya başlamıştır. Şehrin her yerinde yeni yeni inşaatlar yükselmekte kimi 4 kat kimi 5 kat kimi ise 10 kat veya daha fazlası katlarla yapılıyor. Bir birlik bir düzen olmadığı şekilde yürüyor bu işler. Normali uygun olan kanunda geçerli olanı değil de gücüne kuvvetine ve tanıdığına göre istediği şekilde binasını yapar. Bu tür insanları sık sık görmezsiniz. Daha çok siyasi bir durum olduğunda ortaya çıkarlar.
Olmayan yolu olmuş gibi gösterirler, Vergi dairesine gider, sıra almadan işini hallederler. Süte su katıp satarlar, kazancını 2 hatta 3 katına çıkarmak için her türlü yola başvururlar. Bunlar onlar için küçük kul hakkı yemelerdir yani anlayacağız çerezdir onlar için. Birde işin siyaset-cemaat- din boyutu var. Herkes biliyor. Sınavlarda soruların çalındığını. 2010 KPSS buna en iyi örnektir. Sorular çalındı. Daha sonra da sınav iptal edildi. Bir işe girmek için işini görmek için ve her kademede yükselmek için kul hakkı yenmesi gerektiğini biliyorlardır.
Yoksa:
-sıranın önüne kaynak yapmak
-torpille işe girmek
-torpille ihale almak
-kamu parasıyla altına ev araba çekmek
-sahte diplomayla diploma zorunluluğu olan bir işe girmek gibi durumlar sayılmıyor.
Sadece gerçek anlamıyla düşünüldüğünde geçerli bir günah türü. Bizim Müslümanlara göre eğer sadece gerçek anlamda bir kişinin zar zor bulduğu bir yemeği onun elinden alıp yemek durumunda kul hakkı yenir.
Sahi Kul Hakkı Neydi!