Değerli ve çok kıymetli okurlarım, öncelikle şunu iyi belirtmemiz gerekiyor ki, olası krizlerin, olası afetlerin yıkıcı gücünü en aza indirmek için, öncelikle ön tedbirler alınmalıdır.
Depremlerin ardından güzel güzide illerimizi bu defa da seller vurdu, gerçi bunun en büyük nedeni, iklimsel değişkenliklerdir, buna sözümüz yoktur.
Fakat ön tedbirler nerede, ön çalışmalar nerede, sonra ayağımıza sarı çizmeleri giyip görevimizin başındayız mesajı vermek ne kadar mantıklı bir durumdur.
Temel olarak, alt yapılarımız ne deprem için yeterlidir ne de sel ve su baskınları için yeterlidir, bu iki yaşanan felakette bunları görmüş olduk.Aslında doğal çevre ve iklim döngüsü, kendi yaşam sürecini devam ettirmek için, periyodik olarak hareket etmektedir.
Ama gelin görün ki, bizler hep hazırlıksız yakalandık ve ölümlerle biten bir serüvenler dizisine maruz kaldık. Buradan yetkililere sesleniyorum, alt yapımız kötüyse ne kurduğunuz çadır kalır ne de yaptığınız binalar ayakta kalır.
Böyle giderse, halk artık kime ne için oy verdiğini düşünmeye başlayacak, kendisine artık gerçek manda güzel projeler sunan kişi ve zümrelere oylarını verecektir.
Keşke o çizmeleri alt yapı çalışmaları olurken giyseydiniz, sayın BELEDİYE BAŞKANIM.
Tabi burada BELEDİYE BAŞKANININ da yapacağı bir şey yok, çünkü, alt yapı çalışmaları baya zaman isteyen bir süreçtir, umarım bu tür krizlerden ders çıkarım daha umutlu yarınlar için var gücümüzle çalışırız..
Millet hep perişan oldu, özellikle ŞANLIURFA sel sularına boyun eğdi, şu an en az 15 kişi ölmüş diyorlar, bana kalırsa daha fazla....
Sadece ölüm mü, gerek maddi gerekse manevi zararlar ne olacak...??